Önce, yaşanacak en kötü şeyin onların kaybolmuş olmaları Sanıyordum. | Open Subtitles | في البداية, ظننت أن أسوأ شيء هو ان يكونا مفقودين |
Eva, bir Kızılderili'ye yapabileceğin en kötü şeyin kafasını kesmek olduğu söyler. | Open Subtitles | إيفا تقول ان أسوأ شيء يمكنك القيام به لهندي أن تقطع رأسه. |
Gördüğüm en kötü şeyin bu olmasını isterdim. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون هذا أسوأ شيء أشاهده في حياتي أبداً |
Olabilecek en kötü şeyin işimizin, enerji şirketlerinin eline düşmesi olacağını düşünmüştük. | Open Subtitles | أسوأ ما ظننا أنه سيحدث... كان أن عملنا سيقع في أيدي شركات الطاقة. |
Mike eskiden silahla ilgili en kötü şeyin geri tepme olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | مايك" كان يقول أن" أسوأ ما في إطلاق النار |
Olabilecek en kötü şeyin "Hayır," demen olacağını sanıyordum ama hesabı bana bırakıp kaçacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | اعتقدت أنّ أسوأ ما يحدث هو أنْ تقولي "لا" لكنْ لمْ أتوقّع أنْ تتهرّبي مِنْ دفع الفاتورة |
Hapishanedeki en kötü şeyin yemekler olduğunu söylerler. | Open Subtitles | قلت أن الطعام أسوأ شيء في السجن لكنهم كانوا مخطئين |
Bana bu dünyadaki en kötü şeyin ne olduğunu söylemek ister misin? | Open Subtitles | هل تريدني أن أخبرك ما هو أسوأ شيء في هذا العالم؟ |
Olabilecek en kötü şeyin yaşandığını düşün. | Open Subtitles | تخيل أسوأ شيء يمكن أن يحدث |
Olabilecek en kötü şeyin yaşandığını düşün. | Open Subtitles | تخيل أسوأ ما يمكن أن يحدث... |