Kuzeybatının en kirli vicdanlarından birini temizlemeye yönelik ilk adım. | Open Subtitles | تطهير أولّي لواحد من أقذر الضمائر في الشمال الغربي بأكمله. |
İkincisi: New York Şehri'ndeki en kirli su yolunu da buldum, bu tek bir ölçüyle. | TED | ولكن ثانياً: وجدت أن أقذر ممر مائي في نيوروك، من خلال هذه العينات. |
Hala ordunun en kirli askerlerisiniz ve her gün daha da kirleniyorsunuz. | Open Subtitles | مازلتوا أقذر الجنود فى هذا الجيش وتزدادوا قذارة كل يوم |
Sokaklarda, Atlantik Denizi'nin bu yanındaki en kirli ekibini yönettiğin konuşuluyor. | Open Subtitles | شائعة بأنه يدير أشرس طاقم في جانب المحيط الاطلسي لا داعي لوضع قنبلة في شقة صوفي |
Gerçekten, Atlantik Denizi'nin bu yanındaki en kirli ekibini yönetiyorsun. | Open Subtitles | انت تدير اشرس فريق في جانب المحيط الاطلسي |
Tanıdığım en kirli polisti ama onu ben öldürmedim. | Open Subtitles | انهُ أقذر شرطي التقيتهُ في حياتي لكنني لم أقتله |
Sadece davetliler katılabiliyor, oldukça el altında tutuluyor. Peki ya ödül? Amerika'nın en kirli sırları hepsi tek bir kutunun içinde. | Open Subtitles | للمدعوين فقط وسري للغاية أما ما يزايدون عليه فهو أقذر العمليات السرية لأمريكا في صفقة واحدة |
Az önce hayatım boyunca karşılaştığım en kirli seks kasetini izledim, ve başrolünde küçük kızı oynuyor. | Open Subtitles | أنا للتو شاهدت أقذر شريط جنسي يمكن أن أراه في حياتي كلها, وهو ببطولة ابنته المراهقة. |
Okulun en kirli yanını fark etmeden daha ne kadar temiz hale getirebilir ki? | Open Subtitles | لأي درجة من النظافة ستصل إليها قبل ملاحظة أقذر شيء فيها |
Muhafızlar, kesinlikle bu yerin en kirli çetesidir. | Open Subtitles | صدقني الحراس هم أقذر عصبة في هذا المكان |