O benim aileme en yakın kişi. Bunu anlamanı beklemiyorum. | Open Subtitles | إنه أقرب شيء أمتلكه ويمكن اعتباره من العائلة لست اتوقع أن تفهم هذا |
Ailesine en yakın kişi benim. Evime alabilirim. | Open Subtitles | أنا أقرب شيء له كعائلة يمكنه الذهاب معي للمنزل |
Çünkü 27 yaşındasın ve gelinim diyebileceğim en yakın kişi Yahudi çocuk Howard. | Open Subtitles | لأنك في 27 و أقرب شيء حصلنا عليه ليكون زوجة لك هو ذلك الولد اليهودي هاوارد |
Katil tanıdığı biridir. Belki de kurbana en yakın kişi. | Open Subtitles | القاتل هو أحد معارفه، ربما يكون أقرب شخص للضحية. |
Tıbbi ekip dışında cerraha en yakın kişi sensin burada bulunan. | Open Subtitles | خارج الطب أنت أقرب شخص للجراح نمتلكه |
Biriyle konuşmam gerekiyor ve tanıdığım, uzmana en yakın kişi sensin. | Open Subtitles | اسمع، أريد التحدث مع شخص وأنت الأقرب إلى الخبرة ممن أعرف. |
Öyleyse bile, şu anda onun için aileye en yakın kişi sensin ve bu işte de gayet iyisin. | Open Subtitles | حسنا، أنت أقرب شيء واحضرتها في الوقت الحالي، ويبدو لي |
Hayatında bir babaya en yakın kişi oydu. Ya da anneye bile. | Open Subtitles | حسنٌ، كان أقرب شيء حصلت عليه كأبّ أو كأمّ بالمناسبة |
- Çünkü, kabul edelim Greendale tarihinde bir üçkağıtçı olmaya en yakın kişi benim. | Open Subtitles | فلنواجه الواقع "أنا أقرب شيء تملكه "جريندييل لمحتال خبير |
Ebeveynlerin ölmesi nedeniyle -üzgünüm Chuck- en yakın kişi ben oluyorum. | Open Subtitles | آسف, (تشاك أنا أقرب شيء لذلك إذن ما هي المشكلة؟ |
Tıbbi ekip dışında cerraha en yakın kişi sensin burada bulunan. | Open Subtitles | كنت أقرب شيء إلى جراح لدينا. |
Benim için bir babaya en yakın kişi sensin. | Open Subtitles | أنت أقرب شيء لي كوالد حقيقي |
Havuzda bana en yakın kişi 149. sırada. | Open Subtitles | أقرب شخص لي للحوض كان في 149 |
Sanırım baba figürü olarak bana en yakın kişi oydu. | Open Subtitles | أظن كان أقرب شخص لأبي |
Şuanda bu ofiste normal olmaya en yakın kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الأقرب إلى الوضع الطبيعي عِنْدَنا للبدء الآن |
İmparatora en yakın kişi daima o olacak. | Open Subtitles | سيبقى دومًا الأقرب إلى الإمبراطور. |