Ama her halükarda, endüstriye hakkını vermek lazım libre somon başına kullanılan balık miktarını azalttılar. | TED | ولكن على اية حال، مفخرة لهذه الصناعة فقد خفضت كمية الأسماك لكل رطل من سمك السالمون. |
Tasarımız Kenya kimliklerinin yaşamasına fırsat verdi, endüstriye Kenya müziğini bulmak ve bağlanmak için ilham verdi. | TED | لقد أتاحت منصتنا تواجد هويات كينية متعددة، وألهمت هذه الصناعة لاكتشاف ومشاركة تنويعات واسعة من الموسيقى الكينية. |
Her ne kadar akil almaz gibi görünse de Albay, birkaç kadin o endüstriye de imzalarini atmistir. | Open Subtitles | فكرة لا يمكن تصورها ربما امرأة أو اثنتين تمكنتا من الحصول على مكانتهما في الصناعة |
Özel çiftlikler zorla kamulaştırıldı, ve devlet kaynakları tüketim malları göz ardı edilerek ağır endüstriye aktarıldı. | Open Subtitles | تم تحويل ملكية المزارع ،الخاصة إلى عامة قسرًا وانصبت موارد الدولة في الصناعات الثقيلة على حساب السلع الاستهلاكية |
Uluslararası iş ittifaklar Pzarlamadan kazandıgı büyük bir endüstriye sahip | Open Subtitles | تطورت الصناعات الثقيلة في الشحن وأجهزة الحواسب |
Uluslararası iş ittifaklar Pzarlamadan kazandıgı büyük bir endüstriye sahip | Open Subtitles | تطورت الصناعات الثقيلة في الشحن وأجهزة الحواسب |
Fransa için savaşırken endüstriye karşı tarım toplumu, yani 20. yüzyıla karşı 18. yüzyıl için, savaşmış olacağım. | Open Subtitles | , إذا نحن نبتعد عن ذلك , أنا سأذهب للقتال من أجل فرنسا , للزراعة ضد الصناعة |
Hukuk mektebinin masraflarını karşılayan kirli endüstriye! Duy işte, duy! | Open Subtitles | نخب الصناعة الملوثة التي دفعت تكاليف دراستك للقانون |
Ve böylece, servetimin bir kısmı, geldiği endüstriye geri dönüyor, ayrıca Oxford İnternet Enstitüsü'nü ve diğer bilgi teknolojisi girişimlerini kurdum. | TED | ولكي يعود جزء من ثروتي إلى الصناعة التي كانت مصدرا لها، أسست أيضا معهد أكسفورد للإنترنت ومشاريع أخرى لتكنولوجيا المعلومات. |
Benim 2006'da yaptığım gibi, insanlardan gelen iyi niyetli destekler, çocukları ziyaret eden, gönüllü olan bağış yapan insanlar çocukları sömüren bu endüstriye bilmeden destek sağlamakta ve aileleri birbirinden ayırmakta. | TED | هو الدعم بالنية الحسنة من أشخاص مثلي في 2006 الذين زاروا هؤلاء الأطفال وتطوعوا ووهبوا، والذين يغذون بغير قصد هذه الصناعة التي تستغل الأطفال وتفرّق العوائل عن بعضهم البعض. |
Sağlık Bakanlığı temsilcisi, istiridye çiftliğinin ne zamana kadar kapalı kalacağı ile ilgili bilgi vermeyi reddetse de yerli endüstriye büyük bir zarar vereceği şüphesiz. | Open Subtitles | ورفض المتحدث عن وزارة الصحة مناقشة الي متى سيتم أغلاق مزرعة المحار لكن مما لاشك فيه أن هذا سيتسبب بايذاء الصناعة المحلية |
İşçilerin temel insan haklarını kabul etmeyi reddeden bu endüstriye sağ duyu için bir yakarışta bulunuyoruz. | Open Subtitles | نظهر الحجج لأصحاب الصناعات الذين يرفضون الاعتراف بالحقوق الأساسية لعمّالهم |