ويكيبيديا

    "endişe edecek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • داعي للقلق
        
    • لنقلق بشأنها
        
    • لنقلق بشأنه
        
    • لنقلق حياله
        
    • يدعو للقلق
        
    • تقلقى حياله
        
    Ve eğer, kendini, benim gözlerimden görebilseydin, endişe edecek hiç bir şey olmadığını bilirdin. Open Subtitles وإن كنتِ تستطيعين رؤية نفسكِ من خلال عيناي، ستعرفين أنه لا داعي للقلق
    Çok para kazanacağını ve endişe edecek bir şey olmadığını söyledi. Open Subtitles ‫قالت انها ستجني ‫الكثير من المال ‫ولا داعي للقلق
    - Mr Kennicut, endişe edecek bir şey yok. Eksiksiz bir temiz raporu. Open Subtitles ولا داعي للقلق سيد " كانيكيد " إنها فاتورة الصحة السليمة
    Dünyanın haline bakınca, sence endişe edecek daha önemli şeyler yok mu? Open Subtitles نظرا لحالة العالم ، ألا تعتقدين أن هناك أمورا هامة أكثر بالنسبة لنا لنقلق بشأنها ؟
    Dünyanın haline bakınca, sence endişe edecek daha önemli şeyler yok mu? Open Subtitles نظرا لحالة العالم ، ألا تعتقدين أن هناك أمورا هامة أكثر بالنسبة لنا لنقلق بشأنها ؟
    Tek sıra hâlinde çıkın, eminim endişe edecek bir şey yoktur. Bunun için özür dilerim. Open Subtitles أخرجوا, أنا متأكد أنه لا شيء مهم لنقلق بشأنه, أن اعتذر لهذا
    Yaptıklarımızı iyi bir sebepten ötürü yaptığımız sürece endişe edecek bir şeyimiz yok demektir. Open Subtitles عندما نفعل ما نفعله لأسباب جيدة... حينها ليس لدينا شيئاً لنقلق حياله
    endişe edecek bir şey yok demek aptalca olur. TED ومن الغباء القول أنه لايوجد شيء يدعو للقلق.
    Sen eve dön kızım. endişe edecek bir şey yok. Open Subtitles إذهبى إلى المنزل,لا يوجد شىء تقلقى حياله.
    Ona Gopal diyebilirsiniz. O olduğu sürece endişe edecek bir şey yoktur. Open Subtitles ""ناده بغوبال طالما أنه موجود , لا داعي للقلق ""
    Ona Gopal diyebilirsiniz. O olduğu sürece endişe edecek bir şey yoktur. Open Subtitles ""ناده بغوبال طالما أنه موجود , لا داعي للقلق ""
    Ona Gopal diyebilirsiniz. O olduğu sürece endişe edecek bir şey yoktur. Open Subtitles ""ناده بغوبال طالما أنه موجود , لا داعي للقلق ""
    Ona Gopal diyebilirsiniz. O olduğu sürece endişe edecek bir şey yoktur. Open Subtitles ""ناده بغوبال طالما أنه موجود , لا داعي للقلق ""
    endişe edecek bir durum yok. Open Subtitles ــ لا داعي للقلق
    Eğer gitmezsek geride endişe edecek bir dünya kalmayacak. Open Subtitles إذا لن نغادر , لن يكون هناك أرض لنقلق بشأنها
    Evet, kesinlikle endişe edecek bir şey yok. Open Subtitles أجل، لا شيء لنقلق بشأنه بالتأكيد
    Lois, söz; her şey yoluna girecek. endişe edecek bir şey yok. Open Subtitles أعدكِ أن كل الأمور على ما يرام، لا شيء يدعو للقلق
    Sen eve dön kızım. endişe edecek bir şey yok. Open Subtitles إذهبى إلى المنزل,لا يوجد شىء تقلقى حياله.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد