endişelendim. Onun yanında olmanın bende nasıl bir etki yaratacağını bilmiyordum. | TED | كنت قلقة. لم أكن أعرف كيف هي ردة فلعي لكونها بجانبي. |
Savunma Bakanlığında çok fazla kesinti oldu, orada değilsin diye endişelendim. | Open Subtitles | هناك الكثر من القصور ،في الدفاع كنت قلقة ألا تكوني موجودة |
Sadece kendin öğrenirsen yanlış bir şey düşünürsün diye endişelendim. | Open Subtitles | كنت قلق من أن تكوني فكرة خاطئة إذا اكتشفتي الأمر |
Senin için endişelendim. Kovulabilirdin bile. | Open Subtitles | إنا قلق على مؤخرتك,إما أن تصاب بالرصاص أو ُتركل خارج القسم |
Bu çatışmada öleceğinden endişelendim. | Open Subtitles | لقد كنت قلقاً للغاية إن كنت قتلت في ذلك القتال, لن احصل انا على شئ |
Ben bu olaya olması gerekenden fazla önemseyeceğiz diye çok endişelendim. | Open Subtitles | لقد قلقت من أننا ربما سنعطي الأمر أهمية أكثر مما يجب. |
Senin için endişelendim. Polisi bile aradım. - Polis mi? | Open Subtitles | كنت قلقا أن تكونى الضحيه التاليه حتى أننى هاتفت البوليس |
Fakat son katılımın hakkında endişelendim, ya da bir nedenle yokluğundan. | Open Subtitles | لكني قلقة بالتحديد على حضورك مؤخراً أو بالأحرى على عدم حضورك |
Düşüncelerimle baş başa kalıp iş arkadaşlarım ve öğrencilerim için endişelendim. | TED | جلست وحيدة مع أفكاري، قلقة بشأن زملائي وطلابي. |
Daha sonra kürtajdan pişman olacağımdan endişelendim. | TED | كنت قلقة أني قد أندم إذا قمت بعملية الإجهاض. |
Bunla ilgili bir sorun olduğunu ve hiçbir şeye bağlı kalamadığımdan kendimle ilgili bir sorun olduğundan endişelendim | TED | لقد كنت قلقة من وجود خطب ما، خطب ما بي أنا، لعدم قدرتي على التمسك بشيء واحد فقط. |
Çok endişelendim. - Size zarar vereceğini sanmıştım. | Open Subtitles | لقد كنت قلقة جداً ، لقد ظننت بأنه سيقوم بإيذائك |
Sen ve bebek için endişelendim. | Open Subtitles | حسنا أنت تعرفين أنني قلق حول صحتك وصحة الجنين |
- Onun için çok endişelendim Daphne. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ قلق بشأنه، دافن، قَلقَ مريضاً. |
Biraz endişelendim. Genellikle işe gitmeden uyanmak için uğrardı. | Open Subtitles | أنا قلق بعض الشيء ، عادة يعرج علي ليحتسي شراباً في طريقه للعمل |
Doğal olarak endişelendim ve aileme söyledim. | Open Subtitles | و بطبيعة الحال , كنتُ قلقاً للغاية لذا أخبرتُ والديّ |
İyileşeceğini söylediler ama o kadar endişelendim ki evlât. | Open Subtitles | أخبروني أنّك ستكون بخير، لكنّي كنت قلقاً يا بنيّ. |
Senin için çok endişelendim. Bunu bir daha asla yapma! | Open Subtitles | لقد قلقت كثيراً عليك، إياك أن تكرر هذا مرة أخرى |
Sana daha önce borç vermiş biri olarak, biraz endişelendim. | Open Subtitles | كشخص أقرضك نقودا في الماضي، كنت قلقا إلى حد ما |
Bu sabah görünmedi. endişelendim. | Open Subtitles | لم يراجعنى الليلة فى الميعاد فانتابنى القلق |
Jesse, buraya geldim çünkü senin için endişelendim ve seni özledim... eğer Larkin'e bir şey olursa, yalnız olmanı istemedim. | Open Subtitles | جيسي لقد جئت إلى هنا لإننى كنت قلقه بشأنك وكنت أفتقدك |
Ben, belki, sizi tekrar kaçırmak için gelmiştir diye düşündüm ve endişelendim. | Open Subtitles | ففكَرت بأنهم ربما جاؤوا من أجلِكَ مرة أخرى لذا شعرتُ بالقلق الشديد |
İyi bari. Uyandığımda seni burada göremeyince endişelendim. | Open Subtitles | جيّد، حين لم تكوني هنا لمّا أستيقظت، قلقتُ عليك. |
Onun için endişelendim. Bu işi kotarması için gerekli cesaretinin olduğuna emin değildim. | Open Subtitles | لقد كنت قلقًا عليه، لم أكن واثقًا من تحمّله هذا النوع من الأمور |
Uzun süre yoktun, endişelendim! | Open Subtitles | أنت إختفيتَ فترة طويلة جداً، أنا قُلِقتُ |
Sana geçen gece gönderdiğimi, onlara gösteriyorsun diye endişelendim. | Open Subtitles | كنتُ قلقةً من أنك كنتَ تري هؤلاء الشباب ما أرسلته لك البارحة. |
Sana uyacağını düşündüm, ama sonra biraz bayağı olabileceğinden endişelendim. | Open Subtitles | انا اعتقدت ان ذلك سوف يناسبك ومن ثم خشيت انه ربما يكون مبتذلاً قليلا |
dün gece beni aramayınca endişelendim. Claire? | Open Subtitles | ولكنك لم تتصلي بي من الامس فقلقت عليك |
Sana üst katta kimin olduğunu sordum, çünkü senin için endişelendim. | Open Subtitles | عندما سألتك عن الشخص الذي بالأعلى، كان ذلك بدافع قلقي عليك. |