Onlar oyunun dışındalar. Diğer pislik için endişeleniyorlar. | Open Subtitles | إنهم خارج اللعبة فهم قلقون بشأن مشاكلهم الأخرى. |
Bazıları zehirliymiş. Su havzası için endişeleniyorlar. | Open Subtitles | من الممكن أن تكون سامة انهم قلقون فى مجلس المياه |
Her zaman yorgunlar. Sen dışarıda olduğun zaman endişeleniyorlar. | Open Subtitles | انهم متعبون دائما انهم قلقون بشأن موعد خروجك في الليل |
Şunlara bak. 13. canavar yerine saçma sapan şeyler için endişeleniyorlar. | Open Subtitles | وقد تظنّ أنّهم قد يكونون قلقين أكثر حيال الوحش الـ13. |
Açık konuştuğum için bağışla John, ama bu insanlar senin için çok endişeleniyorlar. | Open Subtitles | يؤسفني ان اقول هذا بوضوح, جون لكن هؤلاء الناس قلقين جداً بشأنك |
- Teknolojiyi tabii ki istiyorlar ama Wraithlerin bu galaksiyi bulmalarından daha çok endişeleniyorlar. | Open Subtitles | يريدون الكنولوجيا، بالطبع يخشون أن يجد الـ((رايث)) هذه المجرّة |
Yalnız bir tek şey hakkında endişeleniyorlar, dünya barışı. | Open Subtitles | كلهم قلقون بشدة بشأن شيء واحد , السلام العالمي |
Nasıl paranoyak olduklarını biliyorsun. Senin için çok endişeleniyorlar... | Open Subtitles | تعرف كم هم مرتابون بشأنك هم قلقون بخصوصكم ياقوم |
Açıkçası Mona'nın sağlığından ziyade mesuliyet alma konusunda endişeleniyorlar. | Open Subtitles | بصراحه ، أعتقد أنهم قلقون من مسؤلية مونا أكثر من صحتها |
Denizaşırı ülkelerdeki alıcılarım petrollerinin ne zaman geleceği hakkında endişeleniyorlar. | Open Subtitles | زبائني في الخارج قلقون لمعرفة متى يستطيعون استلام نفطهم |
Satranç oynamaya başladığımdan bu yana benim için endişeleniyorlar. | Open Subtitles | إنهم قلقون مني أكثر من أي وقت مضى منذ بدأت أن ألعب الشطرنج |
Senin için endişeleniyorlar. İyi olduğunu bilmek istiyorlar. | Open Subtitles | انهم قلقون بشأنك ويريدون التأكد من انك بافضل حال |
Hamam böceklerini de öldürürler diye tahtakurularını öldürmekten mi endişeleniyorlar? | Open Subtitles | هل هم قلقون من قتل بق الفراش لأنهم سيقتلون الصراصير أيضاً |
- Bak, beni geri gönderen insanlar zaman çizgin için endişeleniyorlar. - Bunun için artık çok geç. | Open Subtitles | إن الذين أرسلونى إلى هنا قلقون بشأن حدوث تغير فى زمنك |
Ne düşünüyorsun, ne yapabilirsin, bunlardan endişeleniyorlar. | Open Subtitles | ..إنهم قلقون بشأن ما ما تفكرين به, وما الذي قد تفعلينه |
Bobo, çıkıntılık yapmak istemem ama çocuklar buradan çıkamayacağımız konusunda endişeleniyorlar. | Open Subtitles | بوبو ليس لأبدو أخرقا ولكن الفتيان قلقون اننا لن نستطيع العبور مرة اخرى |
Yeterli su temin etmek konusunda kaygılılar, su kullanımlarında olabildiğince verimli olmaya çalışıyorlar, ve su kullanımlarının marka imajlarını nasıl etkilediğiyle ilgili olarak endişeleniyorlar. | TED | وهم قلقون من موضوع تأمين مصدر ملائم للمياه وهم يحاولون ان يستخدموا المياه الاستخدام الامثل ويهتمون بالكيفية التي يتم استخدام المياه فيها وانعكاس ذلك على علامتها التجارية |
Eğer çıkarsak seninle olan arkadaşlıklarının bozulmasından endişeleniyorlar. | Open Subtitles | إنهم قلقين حقاً لأنهم يعتقدون أن علاقتنا ستؤثر على صداقتكم |
Jonas ve Emilie'yle konuştum, babaları için çok endişeleniyorlar. | Open Subtitles | تحدثت ليوناس و ايميل وبدوا قلقين بشأن مصير والدهم |
Annemle babam bu konuda konuşmaktan hoşlanmıyor gerçi ama portaldan geçerken bir sorun çıkmış olabileceğinden endişeleniyorlar. | Open Subtitles | أتعلمين؟ أبي وأمي لا يحبا التحدث عن هذا ولكنهم كانوا قلقين من ألا تمر رأسكِ من البوابة |
36800 hissedarın taraf değiştirmesinden endişeleniyorlar ve bunların hangileri olduklarını bilmiyorlar. | Open Subtitles | يخشون أن ( 36,800 سهماًً) قد إنتقلَت الى فريق آخر ولا يعرفون أية أسهم |
Alt tarafı senin için endişeleniyorlar, hepsi bu. | Open Subtitles | إنهم قلقان عليك هذا ما في الأمر |