Biz o küçücük şeyin senin için büyük bir sorun olabileceğinden dolayı çok endişeleniyoruz. | Open Subtitles | نحن كنّا قلقون بأن كلّ هذا قد يكون أكثر من اللازم كبيرا عليكِ |
Hiç bir şey yapmadı, Bayan Sharpe. Sadece Vernon için endişeleniyoruz. | Open Subtitles | لم يفعل شيء سيدة شارب نحن فقط قلقون على فرنون |
Liman aracılığıyla Orta Doğu'dan ülkeye girenler hakkında endişeleniyoruz. | Open Subtitles | ونحن قلقون بشأن ما قد يأتي عبره من الشرق الأوسط |
Ben ve kızlar, bu kadar yalnız olduğun için endişeleniyoruz. | Open Subtitles | أنا و البنات قلقين من مكوثك و حيدا طوال الوقت |
Bebeğim bak, burada yalnız oturamazsın. Hepimiz senin için endişeleniyoruz. | Open Subtitles | عزيزتي، لا يمكننا الجلوس هنا بمفردك، نحن جميعاً قلقين عليكِ. |
Durum, sonuçlar, başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğü ile ilgili endişeleniyoruz. | TED | نحن نقلق بشأن الموقف، العواقب، ما سيعتقده الآخرون عنا. |
Tatlım, baban ve ben elimizden geldiğince sana ihtiyacın olan zamanı tanımaya çalıştık, ama artık endişeleniyoruz. | Open Subtitles | ياعزيزتي ، أبوك ِ وأنا حاولنا أن نعطيك مساحة بقدر ما إحتجت ِ ، لكننا قلقان |
Hepimiz araba kazaları konusunda çok endişeleniyoruz; | Open Subtitles | كلّنا قلقون جدّا ؛بخصوص حوادث الدرّاجات الناريّة |
Nasıl davranması gerektiğini unuttuğu için Martin adına çok endişeleniyoruz. | Open Subtitles | نحن قلقون جداً لدرجة أن مارتن نسي حسن السلوك |
Senin için çok endişeleniyoruz, o yüzden hemen bizi ara, tamam mı? | Open Subtitles | نحن قلقون جداً عليك لِذا عاود الأتصال بنا, حسناً؟ |
Eyalet Başsavcısı için utanç verici olduğundan İç İşlerinin bunu gömeceğinden endişeleniyoruz. | Open Subtitles | نحن قلقون من أن الشئون الداخلية ستقوم بدفن هذا الأمر لأنه سيسبب مصدر حرج كبير للمدعي العام |
Hayır, tanıdığınızı sanmıyorum. Senin için endişeleniyoruz, anne. | Open Subtitles | لا ، لا اعتقد تعرفونهم نحن فقط قلقون عليك يا أمي |
Hepimiz endişeleniyoruz, ...fakat doktor size söylememeliydi. | Open Subtitles | نحن جميعاً قلقون لكني لا أعتقد أنهُ كان يجب أن يخبرك |
Bu olay ciddi. Senin için endişeleniyoruz. | Open Subtitles | لا يا بيني, هذا موضوعٌ جديّ نحن قلقون بشأنكِ |
Biz daha çok son kiracınız hakkında endişeleniyoruz, Bay Troutman. | Open Subtitles | أجل،نحن قلقون أكثر بشأن أخر مستأجر لديك السيد تروتمان |
Verdiğiniz profile dayanarak, bir sonraki kazanın daha kalabalık bir yerde olacağından endişeleniyoruz, Başkan da öyle. | Open Subtitles | إعتماداً على تحليلكم نحن قلقون من التحطم القادم لإنه سيكون في منطقة مأهولة بالسكان، و الرئيس قد وافق |
Hepimiz senin için endişeleniyoruz. | Open Subtitles | لقد كنا قلقين بشأنك أعتقد أننا نشترك معك فى جزء من اللوم |
Senin için endişeleniyoruz. | Open Subtitles | إننا قلقين عليكِ فحسب أيمكنكِ الاتّصال رجاءً |
Hayır, hayır. Biz Tasha için endişeleniyoruz. Buraya yaptıklarınız, gerçekten etkileyici. | Open Subtitles | لا ، لا ، إنها تاشا التي نحن قلقين من أجلها ما فعلته هنا ، إنه مثير للإعجاب |
İşte bu yüzden 186 milyar dolarlık bir şirketiz. Bu faturalar için endişeleniyoruz. | Open Subtitles | لهذا تساوي شركتنا كل هذا المبلغ، لأننا نقلق بشأن تلك الفواتير. |
dedim. "Biz senin için çok endişeleniyoruz" dedi. | TED | فأجابتني: "أنا و والدك حقا قلقان بشأنك." |
Bay Zimbardo, ...ortalığı velveleye vermek istemeyiz, ...ama oğlumuz hakkında biraz endişeleniyoruz. | Open Subtitles | اه، سيد زيمباردو، لا نقصد أن نفتعل أي مشكلة، لكننا نشعر بالقلق قليلا إزاء ابننا. |
İnternette daha çok zaman geçirdikçe, bunun hakkında daha çok endişeleniyoruz. Ve araştırmalar gösteriyor ki, endişelerimiz giderek artıyor. | TED | فكلما زاد الوقت الذي نقضيه على الإنترنت، زاد قلقنا بشأن خصوصياتنا، وتُظهر هذه الدراسات أن قلقنا في تزايد. |