Senin gerçek sıkıntıların, beni farazi endişelerimden uzaklaştırıyor. | Open Subtitles | مخاوفكِ الحقيقة تنقذني من مخاوفي الخيالية. |
Hoşuma gitti. Beni endişelerimden kurtardı. Bak şu işe. | Open Subtitles | احببت ذلك انه يحررني من مخاوفي |
Sen ve ben Londra'dayken... ona endişelerimden bahsettim. | Open Subtitles | قلتُ لهُ مخاوفي فيما يتعلّق بمشاكله بينما كنّا أنا وأنتِ في "لندن". |
Ardından çevre konusundaki endişelerimden doğan bir fikir kökleşmeye başladı. | TED | ثم بدأت فكرة ما تترسخ لدي، والتي وُلدت من قلقي على البيئة. |
Dördün altıdan küçük olması ile ilgili endişelerimden bahsetmiş miydim? | Open Subtitles | هل ذكرت قلقي بشأن أن أربعة أقل من ستة؟ |
Bay Parker'a mülkün Çevre Koruma Ajansı ile ilgili durumu konusundaki endişelerimden bahsedecektim. | Open Subtitles | لقد أوضحت قلقي للسيد "باركر".. -من وضع وكالة حماية البيئة. -أجــل. |
Şu anda sırada Jai'yin evliliği var. Sonra bütün endişelerimden kurtulacağım. | Open Subtitles | ،أريد أن يتزوج (جاي) الآن .عندها ستنتهي كل مخاوفي |
Başkomiser, ...şu an tüm endişelerimden kurtulmuş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | ...المشرف الآن أشعر بأن كل قلقي قد زال |