Enid'in köpeğini her gece... aynı saatte ve aynı yoldan yürüttüğünü söyledi. | Open Subtitles | ان إينيد تمشي كلببها كل ليلة في نفس الوقت في نفس الطريق من هذا الشارع |
J.J. ve ben, Enid'in oda arkadaşıyla konuşacağız. | Open Subtitles | انا و جي جي سنتحدث مع شريكة سكن إينيد |
Oh, selam. Enid'in üveyannesi bana burada olacağını söylemişti. | Open Subtitles | (مرحباً، زوجة أبو (إينيد أخبرتني أنها ستكون هنا |
Bahar geldiğinde, Enid biraz azar, ben de komşumuzun Guatemalalı havuz temizleyicisi Churro'ya, bodruma inip, Enid'in enerjisi bitene kadar kendisini tekerlekli sandalyeyle kovalaması için bir yirmilik atarım. | Open Subtitles | ذات ربيع (إينيد) كانت مثارة لذا طلمت من ابن جيرننا الغواتميالي ذا 20 عاماً أن يدخل سردابنا و يجعل (إينيد) تطاره |
Enid'in bir şey söylemesi üç haftayı buldu. | Open Subtitles | أجل، (إينيد) استغرقت 3 أسابيع لتنبس بكلمة. |
Her sene Enid'in tekerlekli sandalyesi tuzlu suda paslanır, Harrison paramı, transseksüellere saç ördürmek için harcar, ben de güneşte uyuyakalırım. | Open Subtitles | كل سنة مقرفة، يصدأ كرسي (إينيد) المتحرك في الماء المالح وينفق (هاريسون) نقودي لتجديل شعره لدى المتحولين جنسياً وأنام في الشمس، لا تتصلوا بي |
Bu yüzden Enid'in e-posta hesabını kırdım. | Open Subtitles | لهذا أنا أقتحم بريد (إينيد) الإلكتروني |
Enid'in nasıl mızmızlandığını bilirsiniz. | Open Subtitles | بالطّبع, تعرفون كم (إينيد) تشتكي.. |
Enid'in silikonları daha patlamamıştı. | Open Subtitles | غروس (إينيد) لم تنفجر بعد! |
Enid'in o. | Open Subtitles | هذه لـ (إينيد). |