Ben hayatımın erkeğiyle 36 yaşımda tanıştım, o 24 yaşında tanıştı. | Open Subtitles | قابلت رجل حياتي و أنا 36، و قابلت رجلها فى 24. |
İstediği tek şey aromalı yağlar ve erkeğiyle geçireceği zaman. | Open Subtitles | حول الشيء التي تريده أبداً معطر الزيت والكثير من الوقت مع رجلها |
Onun erkeğiyle randevuya çıkman Rose'un hatası yani? | Open Subtitles | اوه , اذا هي غلطة روز انك في موعد مع رجلها ؟ |
Brooke Davis küçük erkeğiyle ilişkiye girerken yakalandı. | Open Subtitles | "مداهمة (بروك ديفيس) في خضم علاقة مع عشيقها" |
Brooke Davis küçük erkeğiyle ilişkiye girerken yakalandı. | Open Subtitles | "مداهمة (بروك دفيس) في خضم علاقة مع عشيقها" |
Çok dokunaklı. Bir kadın, erkeğiyle ölmeye gönüllü. | Open Subtitles | كم هذا مؤثر ، ستموت المرأة مع رجلها |
Kız senin erkeğiyle olduğunu duydu. | Open Subtitles | الفتاة سمعت أنك كنتِ مع رجلها |
Çünkü, burada erkeğiyle beraber. | Open Subtitles | لأنها هنا مع رجلها. |
Bana kalırsa o gece kavga ettiler Caleb'i aldı ve yeni erkeğiyle olmaya gitti. | Open Subtitles | في إعتقادي أنهما تجادلا في تلك الليلة إصطحبت (كايلب) و رحت لتكون مع رجلها الجديد |
Brooke Davis küçük erkeğiyle ilişkiye girerken yakalandı. | Open Subtitles | مداهمة (بروك دفيس) في خضم علاقة مع عشيقها |