Sahilde erkek arkadaşımla yürüyorduk, ve geçerken sana uğrayalım dedik. | Open Subtitles | كنت أسير على الشاطئ مع صديقي وفكرنا بأنّ نمر عليك |
Bu evden dışarı çıkıp, dışarıda erkek arkadaşımla takılmak için bekleyemiyorum. | Open Subtitles | لا استطيع الانتظار للخروج من هذا البيت الخروج والاستمتاع مع صديقي |
Orada ben ve o zamanki erkek arkadaşım, Erkek arkadaş derken bugünkü anlamında demiyorum-- erkek arkadaşımla pazarda oturur çanak satardık. | TED | وهناك كنت أجلس مع صديقي وقتها ولا أعني بكلمة صديقي ما تعنيه في هذه الأيام.. كنا نجلس أنا وصديقي في السوق ونبيع الجرات |
Yemeğimi erkek arkadaşımla aynı masada yemeliyim. | Open Subtitles | إعتدت تناول الطعام مع خليلي على تلك المنضدة |
Kenneth, şehir merkezinin dışına gidip, erkek arkadaşımla yemek yiyeceğim. | Open Subtitles | كينيث .. سوف أذهب طويلاً إلى أعلى المدينة وأتغدى مع حبيبي |
erkek arkadaşımla sevişirken seni hayal etmiyorum. | Open Subtitles | أجل، لا أتصوّر وجهك عندما أقيم علاقة مع صديقي |
Bana 150$ ödediler, ...ben de bunu erkek arkadaşımla bir hafta boyunca yatakta kutladım. | Open Subtitles | لقد دفعوا لي 150 دولاراً قضيت أسبوعاً كاملاً مع صديقي |
Sana şunu söyleyeyim anne beni bir daha ekemeyecek çünkü eski erkek arkadaşımla yatıyor. | Open Subtitles | حسنا , تلعمين ماذا , أمي ؟ أبدا لن يستطيع إقافي مجددا لأنه كان نائما مع صديقي السابق |
Sadece, um, okula gidiyordum yeni erkek arkadaşımla ve... sevgilimle. | Open Subtitles | أبحث عن توصيلة الى المدرسة مع صديقي الجديد و ... |
Ben sadece kendi erkek arkadaşımla bir araya gelsem bile mutlu olacağım fakat, Chase hep meşgul. | Open Subtitles | كنت ساكون سعيد لو اجتمعت مع صديقي لكن تشيس دائماً مشغول |
Eski erkek arkadaşımla yatışmış olman umurumda değil. | Open Subtitles | اعتباراً للحقائق , لقد مارستي الجنس مع صديقي السابق بينما كنا على علاقة أنا حقاً غير مهتمة |
Annem ve Rufus'un çıkmasıyla yeterince zorluk yaşadım fakat erkek arkadaşımla bir kardeş paylaşmak mı? | Open Subtitles | كان لدي مايكفي من المشاكل مع فكرة ان امي وروفس يتواعدان ولكن الان ان أتشارك مع صديقي بأخ؟ |
Çünkü şu anki erkek arkadaşımla korunuyoruz ve onda İPV yok. | Open Subtitles | لأنني كنتُ استعمل الحماية عندما أمارس الجنس مع خليلي الجديد. وأيضاً هو ليس فيروسالورمالحليميلديه. |
Berbat erkek arkadaşımla kavga ettiğimizde berbat bir kamyonetle yolculuk yapıyorduk. | Open Subtitles | . كنت اقود عبر المدينة بشاحنة صغيرة . مع خليلي , و عندما حصل بيننا شجار |
Bak tüm bu eski erkek arkadaşımın .yenisi erkek arkadaşımla aslında yeni erkek arkadaşımın da görünüşte erkek arkadaşım olmadığına rağmen yemeğe gitmesi olayı... | Open Subtitles | انظر, أعلم أنّ كلّ مسألة "خليلي, وأخرج مع خليلي السابق للعشاء, في حين أن خليلي ليس حقاً خليلي" تلك, |
Bizi LA'a geri götürüyorlardı, erkek arkadaşımla kaçmaya çalıştık. | Open Subtitles | إنهم سيأخذونا إلى لوس أنجلوس أنا وصديقي حاولنا الهروب |
erkek arkadaşımla ben Florida'ya gidiyorduk, ...burada barınak ve yiyecek olduğunu duyduk. | Open Subtitles | انا وصديقي كنا في طريقنا الى فلوريدا سمعنا انهم لازالوا يملكون طعام وملاجئ هناك |
Sanırım kocaman yeşil erkek arkadaşımla yiyişmekten başka bir işim kalmadı. | Open Subtitles | اعتقد انه لم يتبقى شيء لفعله هنا عدا ان اشرب واعبث مع حبيبي الاخضر الكبير |
Saç ürünleri kullanmamış erkek ve buradaki herkesin cesur, yakışıklı çalı saçlı erkek arkadaşımla gurur duyduğumu bilmesini istiyorum. | Open Subtitles | الرجل بدون مستحضرات. وأنا أريد الجميع هنا أن يعرفوا كم أنا فخور بحبيبي الشجاع، كثيف الشعر والوسيم. |
erkek arkadaşımla gece yarısı striptizli basketbol oynamasına? | Open Subtitles | أو قيامها بالتعرى و تغطية نفسها بكرة سلة مع صديقى |
Evet. Bir sene öncesine kadar. erkek arkadaşımla birlikte büyük bir kavga ederken aklıma gelmeye başladı. | Open Subtitles | بلى ، حتى تشاجرت مع عشيقي مُنذ عام، و من ثمّ عادت تلكَ الذكرى بتفصيلاتها. |