"erkek olarak" - ترجمة من تركي إلى عربي

• كرجال
• كذكر
• ذكر
• بصفتي رجل
• كرجل ٍ
• لإلتزاماته كرجل
• كشاب

Savaştan sonra çoğu hayatlarına kadın olarak devam etti. Fakat Albert Cashier gibi bazıları erkek olarak yaşamayı tercih etti.
بعد الحرب، استأنف معظمهن حياتهن كنساء، لكن بعضهن مثل ألبرت كاشير واصلن حياتهن كرجال.

Ya da gidin ailelerinizin yanına birer kâtil olarak değil birer erkek olarak dönün!
أو تستطيعون الرحيل و تعودون لعائلاتكم كرجال بدلاً من قتله

ama sonra hastam evlendi ve erkek olarak doğmuş, erkek olarak evlenip iki çocuk sahibi olmuş sonrasında erkekten kadına operasyon geçirmiş biriyle evlendi
لكن مريضي بعد ذلك تزوج وقد تزوج من امرأة كانت ولدت كذكر وتزوجت كذكر وأنجبت طفلين ثم توجه نحو التحول ليصبح أنثى

birkaç yıl önce 19 yaşında bir erkek beni aradı, erkek olarak doğmuş, erkek olarak yetiştirilmiş, kız arkadaşı olan, kız arkadaşıyla cinselik yaşayan erkek gibi hayatı olan birisi ve kısa bir süre önce yumurtalıkları ve rahmi olduğunu öğreniyor.
منذ بضعة سنوات تلقيت مكالمة من رجل كان عمره 19 سنة ، قد وُلد كذكر ، تربى كولد ، كانت لديه صديقة ، مارس الجنس مع صديقته ، كانت حياته كرجل وكان قد عثر على مبيضين ورحم فى داخله .

Leah da doğduğunda erkek olarak kayıtlara geçmişti ve çocukluğundan beri bir erkek olmadığını biliyordu, o bir kadındı.
لعلمكم، تم تصنيف لياه ذكر في ميلاده وكانت تعلم منذ كانت طفلة شابة أنها ليست ذكر، وأنها كانت أنثى.

Kısacası, bir içedönük erkek olarak, buna daha sonra değineceğim -- onlar kahramandır.
بصراحة، بالحديث بلسان ذكر انطوائي وهذا ما سأفسره لاحقًا هم أبطال

Cheryl'ın kardeşi olarak tamamen tarafsızım, ama bir erkek olarak sana kıskançlık kartını oyna derim.
حسنا ، كوني اخ تشيريل، انا محايد ولكن بصفتي رجل عليك ان تلعب لعبة الغيرة

Tasarımdan da çok iyi anlayan bir erkek olarak söylemezsem olmaz, o koltuk odaya hiç uymuyor.
كرجل ٍ يملك ذوقاً رفيعاً في الديكور علي أن أخبركِ أن ذلك الكرسي لا يتماشى مع ديكور الغرفة

Benim tek amacım, onun bir erkek olarak kendini yeniden toplamasını sağlamaktı çünkü o bir asker.
هدفى كان أن .. أعيد إليه ... بعض التقدير لإلتزاماته كرجل ... و كجندى ...

Ve eğer bu semtlerin birinde siyahi bir erkek olarak büyüyorsanız bazı açılardan elde etmeyi umabileceğiniz en iyi iş buydu.
وهذا تقريباً هو أفضل منصب يطمح فيه إذا كنت تعيش في هذه الأحياء كشاب من العرق الأسود.

Zamanla bizi bir erkek olarak görmemeye ve çekingenliklerinden sıyrılmaya başlıyorlar.
لانهم لم يعودوا يفهموننا كرجال فهم ينسون اي شعور بالخجل

Hepsi kendilerini birer erkek olarak sunmuştu.
لقد قدموا أنفسهم كرجال محترمين

Askerlerimizi sadece birer asker olarak değil, birer erkek olarak da tanımanız için sabırsızlanıyorum.
أنا حريص على أن أجعلك تتتعرفين على الفصيلة - ليس كمجرد جنود ولكن كرجال

Peki ya bir trans erkek -yani doğuştan kadın olarak tanımlanmış ancak hayatını bir erkek olarak yaşayan biri- yıllık jinekolojik muayenesine gittiğinde neyle karşılaşıyor?
لذلك، ماذا يحدث للمتحول الذكر ... للتذكرة السريعة، هو الشخص الذي صنف كأنثى عند الميلاد - ولكن يعيش حياته كذكر - ماذا سيحدث عندما يذهب هذا المتحول الذكر للفحص الطبي السنوي؟

Daha sonra bana tüm hayatı boyunca bir erkek olarak görülmenin ancak aslında kadın olduğunu bilmenin ona verdiği acıdan bahsetti.
ثم أخبرتني عن هذا الألم المستمر الذي جربته طول حياتها عن كون ظاهرها ذكر لكن تعرف أنها أنثى.

Katil, 30'lu yaşlarının başında, yaklaşık 180 santimetre boyunda, siyah saçlı, mavi gözlü, beyaz bir erkek olarak tarif edildi.
وصل القاتل بأنه ذكر قوقازي في منتصف الثلاثينات بطول ستة أقدام وبنية جسمية شعر طويل عيون زرقاء

Bir erkek olarak size gönülden katılıyorum bu davanızı sonuna dek destekliyorum.
بصفتي رجل انا اؤيدكن تماما وأدعم قضيتكن تماما

Ve biz erkek olarak hangisinin ne olduğunu bilemiyoruz.
وأنا بصفتي رجل أخبركم أننا لا نعرف

Sen ve Isabeau, kadın ve erkek olarak piskoposun karşısına çıkınca...
إنْ أنت و(إيزابو)، باستطاعتكما مجابهة الأسقف معاً كرجل ٍ وامراة...

1980'lerde Kaliforniya’nın Sacramento şehrinde genç ve siyahi bir erkek olarak büyüdüm. Saygı duyulduğunu düşündüğüm iki grup insan vardı: sporcular ve çete üyeleri.
نشأت كشاب أسود في سكرامنتو فى كاليفورنيا سنة 1980. كانت هناك مجموعتان قمت بتحديدهما على أنهما يحترمان: الرياضيون والعصابات.