Michael erken çıktı. Çoğumuz da iyi vakit geçirmek için bara gideceğiz. | Open Subtitles | مرحباً, " مايكل " غادر مبكراً, لذا سيذهب بعض منا إلى حانة " بور ريتشارد " لقضاء ساعة سعيدة |
- Kızın yaşamasına izin verdin. Hemşire işten erken çıktı ve geçirmemesi gereken bir araba kazası geçirdi. | Open Subtitles | فذهبت الممرضة للمنزل مبكرًا ووقع لها حادثة اصطدام لم تكن مقدرة |
İşten erken çıktı ve Dawn onun yerine kartını bastı. | Open Subtitles | غادرت العمل مبكرًا وجعلت (داون) تسجّل خروجها. |
Sanırım bugün erken çıktı. | Open Subtitles | أظنّ أنهُ عادَ للمنزل مبكرًا. |