O zaman erotik fotoğrafları kesip almamın bir sakıncası yoktur? | Open Subtitles | ألن تمانع إذن لو قطعت كل الصور العارية المثيرة للشهوة؟ |
ve benim ilgilendiğim bu dilin şiiridir; erotik zekanın konseptini araştırmaya başlamamın sebebi. | TED | وانها الشعر لنفس اللغة التي أهتم بها، ولهذا السبب لقد بدأت في استكشاف هذا المفهوم في الذكاء الجنسي. |
Bir de neden cinsel ilişki bebelerin doğumuna neden oluyor ve bebekler çiftler için erotik felaket anlamına geliyor? | TED | ولماذا الجنس يجلب الأطفال، و الأطفال يسببون كوارث جنسية بين الأزواج؟ |
Orlando Kral erotik,in karısını kaçırdığı için, Bu toprakları keşfe geleceklerdir. | Open Subtitles | أنظري للجانب المشرق حالما يكتشف " إيروتيك " أنه سرق زوجته |
Bu erotik coşku içerisinde aşıklar sonsuzluğa ulaşırlar. | Open Subtitles | في نشوة شهوانية وجد الناس اللانهاية و الخلود |
Bu çok erotik değil. Sanırım gerçekten kazan dairesi. | Open Subtitles | هذا ليس جنسياً أبداً أعتقد أنها غرفة خدمات فعلية |
Hiç mi erotik gelmiyor sana? | Open Subtitles | أليس فيه ولو جزء يسير من إثارة الشهوة حتى؟ |
Biraz bira falan alırız, birkaç tane de erotik dergi... | Open Subtitles | أنا أعلم ماذا نفعل ، نذهب ونحضر لنا بيرة وبعض المجلات الإباحية .. |
Doktora tezim Ben Johnson'ın eserlerindeki erotik sapkınlıklar hakkındaydı. | Open Subtitles | أطروحتي للدكتوراة كانت عن الإغراءات المثيرة في كتابات بين جونسون, مثيرة ولكنها موضوع محدود |
Sana söyledim, erotik tasvirler yapmak yok! | Open Subtitles | لقد أخبرتك قبلاً أنه غير مسموح بالتفاصيل الجنسية المثيرة |
Yalnızca bir şekerleme çubuğuydu, ama gördüğüm en erotik şeydi. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه هو مجرد شفاه، ولكن هذا هو الشيء الأكثر المثيرة رأيته في حياتي. |
Bilirsiniz, erotik düşüce politik olarak doğru olmayabilir. | TED | تعلمون، فإن العقل الجنسي ليس صحيحا جدا من الناحية السياسية. |
Aşk mektupları, telefonda seks, erotik resimler. | TED | رسائل غرامية، ومحادثات جنسية، والتصوير الجنسي المثير. |
Fakat aklımda, onu erotik kurtuşuş figürüne çevirdim. | Open Subtitles | ولكن في عقلي , بطريقة ما جعلتها صورة من وسيلة انقاذي الجنسي |
Her birine ait erotik bir mesafe var ve bunu anlıyorlar. | TED | أنهم يفهمون أن هناك مساحة جنسية التي ينتمي إليها كل واحد منهم. |
erotik boşluk-mesafenin başkaları ile yatmaya başlamak olmadığını da anlıyorlar. | TED | أنهم يفهمون أيضا أن هذه مساحة جنسية. ليست متعلقة بأنك تسكت الاخر. |
Bak O erotik kralın karısı belkide bizim için bi fırsat. | Open Subtitles | أراهن أن " إيروتيك " لديه جلسات مناكير كثيرة ولن يفتقدها |
Hadi ama adamım, gerçekten erotik şeylerin ortasındaydım. | Open Subtitles | بحقك يا رجل،أنا كنت في وسط قصة شهوانية حقاً |
Bu sahne Ingmar Bergman'ın flashback'e direnerek... başarıyla gerçekleştirdiği son derece erotik bir sahnedir. | Open Subtitles | المشهد مثير جنسياً إلى حد كبير لأن بيرجمان بالتحديد نجح في مقاومة إغراء وضع مشاهد فلاش باك |
sadece içimizde var olan, bu derin erotik oyun alanına doğru. | Open Subtitles | إلى أرض الشهوة العميقة تلك الموجودة في داخلنا فقط |
Kablolu kanalda klasik dönemden erotik seçkiler. | Open Subtitles | إختيار من العصر الكلاسيكي لقنوات الكيبل الإباحية |
Şimdi senin şu açık seçik tutarsız her nasılsa erotik olan hikâyelerini dinleyelim mi? | Open Subtitles | المثيرة الغير متراكبة ولكنها إباحية بشكل ما |
Yine senin ucuz erotik fantazilerinden biri. | Open Subtitles | واحدة من أوهامك الشهوانية الرخيصة المنبعثة من خيالك المريض |
İhtiyar hanımın tavrının epey erotik olduğunu kabul etmeliyim. | Open Subtitles | أنا يجب أن أقول، هزّة السيدة الكبيرة السنّ كان جنسي بشكل معتدل في الحقيقة. |
Kışkırtıcı, erotik, vahşi ve kadife dünyama. | Open Subtitles | للعالم الشهواني المؤلم للمخمل البري |
Eşimi, umduğu gibi erotik hazırlık içinde bulmamış. | Open Subtitles | ليس التحضير الجنسى الذى توقع ان يجد فيه زوجتى |
Çok zarif bir yüzün var, ve çok erotik bir vücudun. | Open Subtitles | ان لك وجه لطيف وبنيتك الجنسيه جيده |
Biraz da erotik. | Open Subtitles | ربما شهواني قليلا |