Grace'in eski kocasıyla batı yakasında bir yerde. | Open Subtitles | وهي تعيش في الغرب في مكان ما مع زوجها السابق غريس. |
eski kocasıyla birlikte olabilmek için benimle öğle yemeği... - ...randevusunu iptal etti. | Open Subtitles | لقد ألغت موعد الغداء معي لتكون مع زوجها السابق |
Belki de kunduz yakalamakla uğraşan eski kocasıyla hâlâ seks yapmak istediği için ayrılıyordur. | Open Subtitles | أو ربما انها الخروج لأنها لا تزال ترغب في ممارسة الجنس معها القندس للنظر زوجها السابق. |
Her neyse, beni aradı ve görünüşe göre eski kocasıyla işler yolunda gitmedi. | Open Subtitles | على كل حال إتصلت بي وعلى ما يبدوا أن الامور ليست على ما يرام بينها وبين زوجها السابق |
Benden, o kadının eski kocasıyla yatmak için tüm hayatını çöpe atacağını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | أنت تتوقع مني أن أتوقع ان تلك المرأة سترمي بكامل حياتها فقط من أجل أن تنام مع طليقها في ليلة زواجها؟ |
Boşandığından beri eski kocasıyla bağlantıya geçti mi? | Open Subtitles | هل كان لديها أي اتصال مع زوجها السابق منذ الطلاق؟ |
Tamam, Konfiçyus demiş ki, "Karısını eski kocasıyla yalnız bırakan koca kaybetmeye mahkumdur." | Open Subtitles | حسناً الحظ يقول "الرجل الذي يترك امرأته مع زوجها السابق .. يجب أن يعيشوا سوية" |
Şu an Chelsea de eski kocasıyla aynı evde. | Open Subtitles | في هذه اللحظة, "تشيلسي" في نفس المنزل مع زوجها السابق. |
Seni bırakıp, eski kocasıyla gidiyordu. | Open Subtitles | -كانت سترحل مع زوجها السابق -وأنتِ ساعدتِ في حدوث هذا |
eski kocasıyla bile iyi geçinirdi. | Open Subtitles | لقد كانت تتعامل حتى مع زوجها السابق. |
eski kocasıyla ilgili bir şey biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم أي شيء عن زوجها السابق ؟ |
eski kocasıyla birlikte. | Open Subtitles | .مع زوجها السابق |
Lee Harris'in eski kocasıyla bir buluşma ayarladığını düşündük. | Open Subtitles | (ونظن ان (لي هاريس نظمت موعدًا مع طليقها |