esmer tenli, saçları biçimsiz kesilmiş. Omzunun arkasında sahibesinin damgası var. | Open Subtitles | سمراء البشرة، وشعرها خشن، وعلامة السخرة على ظهرها من ناحية الكتف. |
Casusunuz kısa boylu, esmer, güzel gri gözlü ve kalçadan ateş eden biri mi? | Open Subtitles | هل عميلك صغيرة و سمراء و جميلة جميلة ذات عيون رمادية و تطلق النار من فخذها ؟ |
Satış elemanlarım; şu tıknaz olan, veya penceredeki esmer olan. | Open Subtitles | انظر إلى البائعات تلك الفتاة الممتلئة أو السمراء التي فالخارج |
Önemli işlerde çalışan ve birbirine benzeyen iki esmer mi? | Open Subtitles | امرأتان ذو شعر أسمر سماتهما متشابهة وتشغلان وظيفتين ذات سلطة؟ |
Tuzlu su terbiyesi ve esmer şeker terbiyesi de % 60 oranda kanserojen etkiyi önleyerek ciddi düzeyde etkili oluyordu. | TED | تتبيلة الماء المالح وتتبيلة السكر البني ,عملت بشكل جيد جداً كذلك .حيث قللت من نسبة المواد المسرطنة بنسبة 60 بالمئة |
Karısı, mücevhercide çalışan, güzel götlü, esmer bir hatun. | Open Subtitles | امراة سمراء جميلة ذات مؤخرة رائعة تعمل لصالح صانع جواهر |
O makinede...hoş bir esmer bayan yok muydu? | Open Subtitles | على هذا الجهاز ،وكان هناك امرأة سمراء جميلة؟ |
esmer olsaydınız daha güzel görünürdünüz. | Open Subtitles | أتسمحى أن أقول شيئاً؟ أنت أكثر فتنة من امرأة سمراء. |
Ben Bayan Fairbanks'i büyük, sabunlu göğüsleri olan genç bir esmer sanıyordum. | Open Subtitles | سبب أننى مشوش ظننت مسز فيربانكس امرأة سمراء صغيرة بثديان كبيران مغطيان بالصابون |
Bir kadını arıyoruz, esmer, yaklaşık 165. | Open Subtitles | ربما شاحنه ؟ ؟ إننا نبحث عن إمرأه سمراء طولها 5.5 قدم |
Üç saniye sonra şu bebe, esmer kıza yanlış isimle seslenecek. | Open Subtitles | بعد حوالي ثلاث ثواني سيدعو ذاك البشع صاحبته السمراء بالاسم الخطأ |
esmer olana söz yüzüğü taktıktan sonra en iyi arkadaşı kızılla yatmışsın. | Open Subtitles | لقد أعطيت السمراء خاتم لما قبل الخطوبة، ثمّ ضاجعت صديقتها المُقرّبة الصهباء |
Tek esmer de sensin. - Burada olduğunu bilen var mı? Fred dayım bilir ama bu saatte aramaz. | Open Subtitles | وانت السمراء الوحيدة ايضا . هل هناك من يعلم انك هنا ؟ |
Koyu gözlüklü esmer bir adam. | Open Subtitles | كان رجلاً أسمر البشرة، يضع نظارات داكنة. |
Hoşlandığın birini bulabilirsin esmer, kıvırcık saçlı... | Open Subtitles | ربما تلتقين برجل يعجبك: عابس، شعره مجعد، أسمر. أعتقد أن هذا هو نوعك |
Bir dahaki sefere beni ara. esmer şekeri seversin sen. | Open Subtitles | حسناً,في المرة القادمة,إتصل بي تُحب السكر البني في كل شيء |
Ne zaman yağsız mocca içen bir esmer görsem delirecek miyim? | Open Subtitles | هل سأنهار في كل مرة أرى فتاة سوداء الشعر تشرب الموكا؟ |
Nick'in kardeşi Phinny esmer ve önceki kurbanlara daha çok benziyor. | Open Subtitles | شقيق نيك فيني شعره داكن و هو يشبه هؤلاء الشباب اكثر |
esmer Tom, Unicorn'la burada kal ve koru onu. | Open Subtitles | براون توم ستظل هنا مع وحيد القرن, واحرسها جيدا |
Küçük, esmer, oldukça narin. | Open Subtitles | صغيرة الحجم ، داكنة الشعر وصحتها ضعيفة إلى حد ما |
İkinci olarak da, bu mimozalar esmer bünyemi bir hoş ediyor. | Open Subtitles | والثانية, هذا المشروب يركل مؤخرتي البنية الصغيرة |
Okul, yemekler uzun boylu, esmer, yakışıklı İtalyanlar. Tamam mı? | Open Subtitles | أنتِ تعرفين، الدراسة، الطعام، الشباب الإيطالي الوسيم الأسمر طويل القامة. |
Sizinkinin yanındaki tezgahta duran esmer kadın annesi. | Open Subtitles | أمّه ذات الشعر الأسود التي تملك كشكًا جديدًا بجانب كشككِ. |
# Nanda'nın güzel esmer oğlu, aziz Krishna. # | Open Subtitles | أو شمس معتمة جميلة لناندا، المحبوب كريشنا |
Biliyor musun, bu esmer hoşuma gitti. | Open Subtitles | لماذا أنت جدي للغاية ؟ أحب صاحب الشعر الداكن هذا لقد اصبح راقيًا |
Laboratuarda bir sürü orta yaşlı esmer çalışıyor. | Open Subtitles | هناك الكثير من النساء السمراوات متوسطى العمر في المختبر |
esmer, ince yüzlü bir adam, yara izi olan ve yeşil gözlü. | Open Subtitles | رجل اسمر ، نحيف الوجه ذو ندبة ، وعيون بنية |