| Ester, neden yanında bir sürü katil olduğunu sor ona. | Open Subtitles | ايستر , اسألية لماذا هو هنا مع عصبة من القتلة |
| Önceden kimseye söylemedim Ester ama... | Open Subtitles | انا لم اخبر احداً بذلك من قبل , ايستر , لكن |
| Ester nasıl göründüğünü biliyorum ama sana yalan söylemedim. | Open Subtitles | ايستر , انا اعرف ان الامر يبدو سيئاً لكننى لم اكذب عليكى |
| Dans pisti tamamen programlanabilir LED Ester ve siyah cam. | Open Subtitles | ساحة الرقص، قابلة للبرمجة بالكامل قادَ ملحُ إستر وزجاجُ أسودُ. |
| - Ester de bizimle gelecek mi? | Open Subtitles | هل استير سيذهب معنا ؟ لا اعلم |
| Hakkımda ne düşünüyorsanız, bilin ki Ester sahip olduğum tek şey. | Open Subtitles | مهما تعتقد فيّ استر هو الشيء الوحيد الصحيح ألذي تركت، |
| Vega, Ester, Maj, Siri, Berta, Alida, Lisen ve Isak amcayı ve cümlemizi korusun. | Open Subtitles | (وب(فيجا) و(إيستر) و (ماي) و(سيري و(بيرتا) و(أليدا) و(ليسن) والعم (إسحق) وكل الآخرين |
| Bizim gibi insanların ve bizim sevdiğimiz insanların güvende olduğu bir dünyada yaşamaya hakkımız var Ester! | Open Subtitles | لدينا الحق فى ان نعيش فى عالم حيث اشخاص مثلنا و مثلهم نحب بأمان , ايستر |
| Ester'i güvene alıp bana canlı birini getirin. | Open Subtitles | احموا ايستر و احضروا لى واحداً حياً |
| Pardon. Ester Kemali'yi tanıyor musun? | Open Subtitles | معذرة , هل تعرفين اين ايستر كامالى ؟ |
| - Ester, bu adam, babanın arkadaşı değil. | Open Subtitles | ايستر , ذلك الشخص ليس صديق لوالدك |
| - Ester, sorun yok. Beni burada herkesin önünde vuracak mısın onun önünde? | Open Subtitles | ايستر , الامر بخير , الامر بخير |
| - Ester, buraya gel. Ona gitme. Bana gel. | Open Subtitles | ايستر , هيا , لا تذهبى الية امشى الى |
| - Ester, beklemiyor. - Baban seni bekliyor. | Open Subtitles | ايستر , انة لن يفعل والدك بأنتظارك |
| Yine de, Ester sizden evlenme izni almak için benimle geldi. | Open Subtitles | "إستر" جائت معى من "انتيوتش" لتطلب إذنك بالزواج |
| Aynı zamanda bu kendi hataların için Ester'i ilk suçlayışın değil. | Open Subtitles | وهذه ليست المرة الأولى أيضاً التي تُحملين فيها (إستر) أخطائكِ أنتِ |
| İzniniz olursa, Ester sahibiyle konuşmak ister. | Open Subtitles | بعد إذنك إستر" تريد التحدث إلى سيدها" |
| Ester ölsün isterdim. | Open Subtitles | اتمنى لو استير كانت ميّتة |
| Ester bunu fazla kabul etmese de. | Open Subtitles | حتى استير تعترف بذلك |
| Kurbanımızın tırnağı ftalat Ester içeriyor, bir plastikleştirici devamının gelmeyişi, kanserojen bir ürün olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | طلاء الأظافر لدى الضحية. يحتوي على الفثالات استر الملدنات. |
| Burada Ester mikaelson vampir türü oluşturulur. | Open Subtitles | "حيث أبدعت (إيستر مايكلسون) عرق مصّاصي الدماء" |
| Eşyalarını topla ve Ester teyzelere git. | Open Subtitles | أجمعي كل ممتلكاتك وأذهبي الى عمتي أستر |
| Connor Watts, Ester Yee'yi öldürmek suçundan tutuklusun. | Open Subtitles | (كونور واتس) أنت رهن الاعتقال (لقتلك (إسثر يي |
| Biliyorsunuz yakın zamanda bağlı ortaklığınız, çekirdek yağından türetilmiş organik Ester bazlı yağlama maddesi geliştirdi ve-- | Open Subtitles | "شركتكم الفرعية, طوّرت عضوياً "الإستر المساند لزيوت التشحيم المشتق من لباب النفط ... هذا يجعل - أنتِ أمريكية؟ |