Trent'le tanışmadan önce İskoç eteğinde pişmiş, fırında patates gibiydi. | Open Subtitles | أجل، قبل أن تقابل (ترينت) كانت تبدو كبطاطا مخبوزة في تنورة |
Üzerinde "Yazar" yazan eteğinde var mı senin? | Open Subtitles | -ألديك تنورة مكتوب عليها "كاتب" أيضاً؟ |
eteğinde bir şey var. | Open Subtitles | لديكِ شيء ما على تنورتك |
eteğinde bir şey var. | Open Subtitles | لديكِ شيء ما على تنورتك |
Uzun zaman önce, bir köyün eteğinde bir iblis ortaya çıktı. | Open Subtitles | منذ زمنٍ بعيد، أطلّ شيطانٌ على مشارف بلدةٍ ما |
Uzun zaman önce, bir köyün eteğinde bir iblis ortaya çıktı. | Open Subtitles | منذ زمنٍ بعيد، أطلّ شيطانٌ على مشارف بلدةٍ ما |
İki spermde de eşleşme var eteğinde olan ile fotokopi odasının zeminindeki. | Open Subtitles | بقع السائل المنوي تتطابق. تُطابق التي على تنورتها والتي على أرضيّة غرفة التصوير. |
Üzerinde "Yazar" yazan eteğinde var mı senin? | Open Subtitles | -ألديك تنورة مكتوب عليها "كاتب" أيضاً؟ |
Betty eteğinde bir şey var. | Open Subtitles | بيتي, هناك شيء ما على تنورتك |
eteğinde bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء ما على تنورتك |
Ayrıca, fotokopi odası zemininde ve eteğinde sperm bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا سائل منوي على أرضيّة غرفة التصوير وعلى تنورتها. |