Yarısı Etiyopya'ya kaçmış, kalanlar ise Mekke'de bir yerlere saklanmıştır. | Open Subtitles | نصفهم هرب إلى إثيوبيا والبقية كانت تقريباً تختبئ في مكة |
Sevgili dostumuza, Etiyopya'nın Yüce Kraliçesi'ne eğlenceli küçük bir not hazırlıyorum. | Open Subtitles | أنا يؤلف ومسلية ملحوظة صغيرة لصديقنا العزيز، الملكة العظمى من إثيوبيا. |
Biliyoruz bu gruplar Etiyopya'ya kadar uzaniyor. | TED | ونعلم أن هناك مجموعات ، هناك بعيدا في أثيوبيا. |
Geçtiğimiz son bir kaç yılda, aslında birkaç yıldan da fazla süredir Etiyopya daha da hızlı bir şekilde büyümektedir. | TED | خلال الأعوام الكثيرة الماضية، نمت أثيوبيا بسرعة متزايدة. |
Gençliğimde, Etiyopya'da. Harika biriydi. | Open Subtitles | كان ذلك عندما كنت شابا , فى اثيوبيا رجل رائع |
- Kum fırtınası sırasında, ısı soğuk bir cepheyle bir araya gelip, sadece dolu değil, Mısırlılar'a gökten gelen bir ateş gibi görünen elektrikli fırtınalar da oluşturmuş olabilir. Rüzgâr, Etiyopya çekirge sürüsünü rotasından çıkarıp Kahire'nin ortasına uçurmuş olabilir. | Open Subtitles | الهواء القوي انتشر من اثيوبيا ووصل الى القاهرة بقوة |
Bir örneği de Etiyopya'daki Mavi Nil'de çalıştığım bir proje. | TED | وهذا مثال لذلك: هذا مشروع عملت فيه في النيل الأزرق في إثيوبيا. |
Etiyopya gibi yerlerde sık sık göreceğiniz tablo boyunlarında bu şekilde cımbız taşıyan kızlar, bu cımbızı kirpiklerini koparmak için kullanıyorlar. | TED | إذن فما ستراه في أماكن مثل إثيوبيا فتيات لديهن ملاقط كهذه حول أعناقهن، والتي يستعملنها لإخراج رموشهن. |
Bu hastalıktan en çok muzdarip olan iki ülkede çok büyük bir ilerleme kaydedebiliriz, bu iki ülke Etiyopya ve Nijerya. | TED | ويمكننا أن نحرز تقدمًا ملموسًا في بلدين اثنين عانيا بشكل كبير من هذا المرض، وهما إثيوبيا ونيجيريا. |
Endonezya'daki Tana Toraja cenaze ayininden Etiyopya'nın kuzeyinde bir Paskalya törenine. | TED | من طقوس جنازة تانا توراجا الروحانية بإندونيسيا إلى مراسم عيد الفصح في شمال إثيوبيا |
Bu benim ilk dilimdi, ailemin diliydi, Etiyopya'nın başlıca dillerinden biriydi. | TED | لقد كانت لغتي الأم، لغة والديّ، وهي إحدى اللغات الرئيسية في إثيوبيا. |
Filipinler, bir alt sırada Hindistan, Bangladeş, Pakistan, Nijerya ve sonra Etiyopya. | TED | الفلبين، ثم نتراجع قليلًا نحو الهند، بنغلادش، باكستان، نيجيريا، وثم إثيوبيا. |
Etiyopya'nın kutsal şehri Harar'da Sufi şarkılarından Peru'daki Amazon'un derinliklerinde Shipibo'yla bir ayahuasca ayinine. | TED | بعض الأناشيد الصوفية في هرار مدينة أثيوبيا المقدسة إلى مراسم آياهواسكا بعيدا في أمازون بيرو بصحبة شيبيبو. |
Güney Etiyopya'dayım. Daasanach'lar ile birlikteyim. | TED | أنا في أثيوبيا مع أفراد من قيبلة الداسانك. |
Ama Etiyopya'nın bir bölgesinde ebeveynlerin yeni bebeklerine isim seçmeyi bir ay veya daha fazla ertelediklerini öğrenmek beni oldukça şaşırttı. | TED | ولقد تفاجأت حين علمت أن في منطقة ما في أثيوبيا يؤخر الآباء اختيار أسماء لمواليدهم لمدة شهر أو أكثر |
O yaz, karım Ali ve ben Etiyopya'ya gittik. | TED | في ذلك الصيف، زوجتي آلي، وشخصي ذهبنا إلي أثيوبيا. |
Başkan, Etiyopya Başpiskoposu, saygıdeğer Desmond Mutumbo'yu Philadelphia Kardeşlik Madalyası ile ödüllendirecek. | Open Subtitles | الرئيس سيمنح ميداليه الاخويه من فيلاديفيا الي ^غريس ديزموند ماتنبو^ رئيس اساقفه اثيوبيا |
Bu Kolombiya kahvesi mi yoksa Etiyopya mı belki de Sumatra? | Open Subtitles | هل هذا كولومبي مشوي ، أو من اثيوبيا أو ربما هو من سومطره ؟ |
Yine de Etiyopya'dan döndüğümde Elizabeth, Paige ve senle şöyle oturup bir konuşmak isterim. | Open Subtitles | مع ذلك اريد ان اجلس معكم انت واليزابيث وبيج عندما اعود من اثيوبيا |
Yardım etmeleri için büyükelçiliği aradım Dışişleri Bakanlığı'nı aramamı söylediler onlar da Etiyopya'nın SSCB'nin istemci devleti olduğunu söyledi. | Open Subtitles | اتصلت بالسفارة من اجل المساعدة واخبروني بأن اتصل بأمن الولاية واخبروني بأن اثيوبيا |
Amerika Çin'in parasını Etiyopya'nın sürdürülebilir tarlalarını destekleyecek tarım programları için kullanmayı öneriyor. | Open Subtitles | الولايات المتحدة تقترح استخدام المال الصيني لتمويل البرامج الزراعية لدعم المزارع الإثيوبية الدائمة |
Tim, Etiyopya'da kaybolmuş. | Open Subtitles | تيم مفقود باثيوبيا |