Ackerman, bu davanın üzerimizde yarattığı olumsuz etkiden şikayetçi. | Open Subtitles | و لدي أكرمان يشتكي من التأثير السلبي لهذة القضية على صورتنا العامة |
Adamlarımın üzerinde bıraktığın etkiden hoşlanmadım. | Open Subtitles | لا يروقُنى التأثير الذى تتركهُ على أتباعى |
Adımın bana verdiği etkiden dolayı tutumlu bir şekilde davranmam gerektiğine saygı duyarsınız diye umuyorum. | Open Subtitles | آمل أن تحترمي أنه علي أن أتصرف بحكمة أكبر واضعاً في الاعتبار التأثير الذي يحملني إياه اسمي |
Beni etkileyen şey: etkiden bahsetmek yerine etkiyi sen yarat. | TED | بقى شيء معلق في ذهني: "لا تتكلم عن التاُثير فقط، لكن اصنع التأثير." |
Ne tür bir etkiden söz ediyoruz? | Open Subtitles | إذًا ما نوع التأثير الذي نتحدّث عنه؟ |
Hayatında yarattığım etkiden hiç haberim yoktu. | Open Subtitles | واو , لم أتصور التأثير الذي أثرته عليك |
Havada bir etki oluşur, yayılan sesin bozulması etkisi -ültrasonu kastediyorum- ama bu etkiden çok net bir sesin üretilebileceği çok tahmin edilebilirdir. | TED | ويحدث الأثر في الهواء اذ إنه تأثير مشوش للصوت -- فإن الموجات فوق الصوتية في هذه الحالة -- تنبعث و هذا ما يمكن التنبؤ به يمكنك إنتاج صوت دقيق جدا بعيدا عن هذا التأثير |
Binbaşı Resnick'in söylediğine göre, göz damarlarına yapacağı etkiden dolayı, herhangi bir damar genişletici ilaç kullanmaları kesinlikle yasakmış. | Open Subtitles | القائد (ريسنيك) قال أنه محظور استعمال أي نوع من موسع الأوعية الدموية بسبب إمكانية التأثير على أوعية عيونهم |
Dramatik etkiden dolayı duraksadım. | Open Subtitles | وقفه لأجل التأثير الدرامي |
Kötü etkiden mi korkuyoruz? | Open Subtitles | "أكنا قلقين بشأن التأثير السيء؟" |