"etkilemiyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

• يؤثر
• تؤثر
• لايؤثر
• يؤثّر
• يأثر
• لها تأثير

- Hayır, alkol beni etkilemiyor. Resmen hiçbir şey hissetmiyorum.
كلا، الكحول لا يؤثر في أعني، حرفياً لا أشعر بشيء

Çoğu gelişen ülkede tercih edilen bir ilaç aslında, çünkü nefes alışı etkilemiyor.
في الواقع، هو العقار المفضّل في الكثير من الدول النامية، لأنه لا يؤثر على التنفس.

ama bu tümör gelişmesini etkilemiyor. Böylece kan serumundan biraz aldık, UCLA'ya yolladık,
ولم يؤثر على نمو الورم. لذلك, قمنا بأخذ عينات دم, وارسلناها إلى UCLA

Onu... Onu kullanma. O sadece kurbanlarını etkilemiyor.
كلأ، لا تستخدم هذه إنها لا تؤثر في الضحية فقط..

Sihlerin Sri Lanka'da Yahudileri öldürmesi seni etkilemiyor mu?
هل هذا لايؤثر علينا ايضا؟ هل تعرفين أي شيء عن سريلانكا؟

Ne olursa olsun seni hiçbir şey etkilemiyor.
فلا يؤثّر عليك شيء ولا يهمّك شيء

Akşamdan kalmalık seni etkilemiyor mu?
ماذا، الإفراط في تناول الكحول لا يأثر عليك؟

Kişisel davranışları işini etkilemiyor.
انتظر لحظة، إنه سلوكه الشخصي لا يؤثر على سير عمله.

Hayır, bu iş beni etkilemiyor. Ateş açmalar, bıçaklamalar, dayaklar.
لا ,هذا الشيئ لا يؤثر فيّ,اطلاق النار الطعن ,الضرب

Karısı ile ilişkisi ne kadar kötü olursa olsun, onu hiç etkilemiyor gibiydi.
مهما كان تصرف زوجته بدا انه لا يؤثر به على الإطلاق

O kadar uzun çaldığında seni etkilemiyor.
عندما تعزف كثيرًا، أعتقد أنه لا يؤثر عليك

Yani bizi bu boyutta etkilemiyor, ama küçülecek olursak, ...kendimizi bu dünya boyutlarına sokarsak korkunç bir yer olurdu.
لذلك فإنه لا يؤثر فينا، ولكن إذا انكمشت وتقلصت، لتصغر في هذا العالم، فلسوف تكون في مكان رهيب.

Neyse ki ikiniz için de sizin inanç eksikliğiniz benim elimdeki görev için verdiğim sözü etkilemiyor.
لحسن حظكما إفتقار الإيمان لا يؤثر على إلتزامي بمهمتي

Aradaki tek fark, ağlama onu etkilemiyor.
الفرق الوحيد هو، أن البكاء لا يؤثر عليه.

Senin hayatını etkilemiyor, bu yüzden önemi yok, değil mi?
هذا لا يؤثر على حياتك لذا هذا ليس مهماً ، صحيح ؟

Ama ticari avcılık sırf otlayanları etkilemiyor.
ولكن الصيد التجاري لا يؤثر فقط على الحيونات العاشبة

Evet ama ben sert adamım, beni çok etkilemiyor.
أجل, ولكني حازم في مثل هذه الأمور لذا فهي لا تؤثر في فعلا

Seksenlerindeki çiftlerimizden bazıları birbirleriyle münakaşa ediyor, her gün, fakat diğerine gerçekten güvenebileceklerini hissettikleri sürece zor zamanlarında, bu kavgalar hafızalarını olumsuz etkilemiyor.
بعض الأزواج الثمانينين لدينا يمكن أن يجاهد بعضهم البعض يوم بعد يوم، ولكن طالما أنهم شعروا أن بإمكانهم الاعتماد حقا على الآخر عندما تأزم الوضع، لم تؤثر تلك الخلافات سلبا على ذاكرتهم.

Duygusal konuşmaların artık beni etkilemiyor, çünkü sana inanmıyorum.
...خطاباتك العاطفية و وطنيتك الجياشة ...لا تؤثر فيّ بعد الآن لأنني لا أَصدّقك

Her ne yaptıysan, o beni etkilemiyor.
مهما يكن مافعلتي فهوَ لايؤثر في

Jesse, bu beni etkilemiyor gibi davranamam.
(جيسي)، لا أستطيع الإدّعاء بأنه لا يؤثّر علي.

Eskisi kadar etkilemiyor. Beni dindiriyor.
لم يعد يأثر بي كثيراً، لتخفيف الضغط قليلاً فحسب

Ben aslen insanım. Bu... Bu ışıltı beni etkilemiyor.
انا أنسان بالأصل هذه الأنقاض ليست لها تأثير على