Christine Phillips hakkındaki bir şey annemin konuşmasını nasıl etkileyebilir? | Open Subtitles | لماذا اي شي عن كريستين فيليبس يؤثر على خطابك امي؟ |
Jeo-Tıp'a göre yaşadığınız yer, maruz kaldığınız çevresel etkenler sağlığınızı önemli ölçüde etkileyebilir. Bu bilgiyi alabiliriz. | TED | إنه الطب الجغرافي : مكان عيشك و المحيط الذي تتعرض له يمكن أن يؤثر بشكل كبير على صحتك. يمكننا التقاط هذه المعلومات. |
Hiçbir kokuyu alamama diğer duyularınızı da etkileyebilir. | TED | وعدم قدرتك على شم أي شيء يمكن أن يؤثر على حواسك الأخرى أيضاً. |
Benimle ateşli ve mükemmel bir seks yapmak kararını etkileyebilir. | Open Subtitles | إقامة علاقة معي ستكون مثيرة وممتازة وقد تؤثر على حكمك |
Ama biz bunları yapıyoruz, çünkü bunların önemli olduğuna inanıyoruz, birlikte yaptığımız eylemlerimiz ve seçimlerimiz başkalarını etkileyebilir ve kollektif bir şekilde tesir edebiliriz. | TED | لكننا نقوم بهذه الأشياء لأننا نؤمن بأن أعمالنا منطقية، وبأن خياراتنا قد تؤثر على أراء الآخرين وعلى نحو جماعي، ما التأثيرالذي يمكننا القيام به. |
Aile dinamiğindeki değişimler... Bir çok şeyi etkileyebilir. | Open Subtitles | التغيير بديناميكيّة العائلة قد يؤثّر على كثير من الأشياء. |
Duruşunuz ruh hâlinizi, hatta ağrı hassasiyetinizi dahi etkileyebilir. | TED | تموضع الجسم يمكن أن يؤثر على حالتك العاطفية وعلى مدى إحساسك بالألم. |
Hiç kimse, bak bu bir devrimdir, bu çok büyük bir olaydır ve seni birçok bireysel açıdan da etkileyebilir gibi şeyler söylemiyor. | TED | إذ لم يقل أحد، اسمعوا، إن هذا الأمر غاية في الأهمية، إنها ثورة، ومن الممكن أن يؤثر عليكم وبطرق شخصية جداً. |
daha sıradan olan dil istismarları bile düşünme biçimimizi etkileyebilir. | TED | غير أن إساءة استعمال اللغة ولو بشكل بسيط يمكن أن يؤثر على طريقة تفكير الفرد. |
Deneyler gösteriyor ki algoritmanın sizin için seçtikleri duygularınızı etkileyebilir. | TED | تظهر التجارب أن ما تختار أن تظهره لك الخوارزميات يمكن أن يؤثر على عواطفك. |
Ama bu senin bürodaki geleceğini etkileyebilir. | Open Subtitles | لكن هذا الأمر ممكن يؤثر علي مستقبلك في القسم |
Basınç ve irtifa değişikliği, bu kadar iyi bir gitarı etkileyebilir. | Open Subtitles | حسناً تغيير الضغط والارتفاع قد يؤثر على قيتار ممتاز كهذا |
Unutmayın, meslek yaşamınızın bundan sonrasını, hayatınızı etkileyebilir bu. | Open Subtitles | نضع في اعتبارنا , أن هذا قد يؤثر على مستقبلكم المهنى لبقية حياتكم |
Sakin ol bu performansını etkileyebilir. | Open Subtitles | إن بقيت هكذا فقد يؤثر ذلك على أدائي المسرحي |
Mikrobiyomlarımızı, çevre dâhil, antibiyotik gibi ilaçlar ve hatta sezeryanla doğup doğmadığımız bile etkileyebilir. | TED | العديد من العوامل تؤثر على الميكروبيوم منها بيئتنا، العقاقير مثل المضادات الحيوية، وحتى ما إذا ولِدنا قيصريًا أم لا. |
Ayrıca belli başlı bazı yiyecekler de bağırsak bakterisini etkileyebilir. | TED | نحن نعرف أيضًا أن أنواعًا معينة من الطعام قد تؤثر على بكتريا الأمعاء. |
Onlar da telomer düzenimizi etkileyebilir miydi? | TED | هل يمكن أن تؤثر صيانة التيلوميرات خاصتنا؟ |
Muhakeme gücünüzü etkileyebilir; kafa karışıklığına ve yönelim kaybına sebep olabilir. | Open Subtitles | وقد يؤثّر ذلك في اتخاذ قراراتكَ أيضاً، ويسبّب الارتباك والتخبّط |
Durumları hakkındaki herhangi bir bilgi kendi konunla olan etkileşimini etkileyebilir. | Open Subtitles | فهذا سيؤثر على تفاعلك ونشاطك في التجربة الحالية |
Bak, burada pek rüzgar yok. Ne kadar etkileyebilir ki? | Open Subtitles | حسناً، اسمع لا توجد رياح قوية هنا كم يجب أن تكون قوة الرياح لكي تأثر فيه؟ |
Benim tekrarlayan rüyalar benim uyanık ömrünü etkileyebilir izin verirseniz, ben çok daha az böyle muhteşem bir duş atmak, yataktan kalkmak asla. | Open Subtitles | إذا تركت أحلامي المتكررة تؤثّر على حياتي فلن أخرج من السرير ، و أقيم حفلات رائعة كهذه |
Bu performanslarını etkileyebilir ve bugün bunu kaldıramam. | Open Subtitles | قد يُؤثر على أدائهم، ولا يُمكنني تحمّل ذلك اليوم. |
etkileyebilir. | Open Subtitles | يمكنه ذلك. |