Sadece beni derinden etkileyen bir şeyi teşhis etmek ürkütücü oluyor. | Open Subtitles | آسفة، لكن... من الصعب التعامل مع التشخيص بموضوعية لشيء قد يؤثر بي ملياً |
Hâlâ üzerinde çalışıyorum ama bağışıklık sistemini etkileyen bir virüs kapmış olabileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | {\pos(190,195)} أنا لا زلت أعمل هذا هذا ولكنني اعتقد أن لديك فيروس قد يؤثر على نظامك المناعي |
Belki de beynin kimyasını etkileyen bir çeşit toksin ya da zehir salgılıyordur. | Open Subtitles | ربما قام بحقن سم نوع ما من السم الذى يؤثر على كيمياء المخ |
Bu hastalık akciğerlerinize bağlı bir ventilatörle yalnız ölmek çok korkunç ve bu tüm organlarımızı etkileyen bir hastalık. | TED | إنه مرض مرعب، لتموت وحيداً بجهاز تنفس متصل برئتيك، وهو مرض يؤثر على كل أعضائنا. |
O zamandan beri neredeyse hayatımın tamamını etkileyen bir sinir bozukluğu ile boğuşuyorum. | Open Subtitles | ، ومنذ ذلك الحين أعاني من مشاكل القلق والأرق المُصاحبة لكل وأى شيء |
Ama önemli ölçüde hayatımı etkileyen bir şey bulmam ve sonra yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | لكن يفترض أن أعثر على أمر يؤثر على حياتي بشكل كبير ثم أقوم بعمله فعلا |
Ama ben, çevreyi etkileyen bir şeyler yapmak istedim. | Open Subtitles | ولكننيأردتفعلشئ.. يؤثر على السياسة البيئية |
Ama bu iki tür arasında hayatta kalmalarını etkileyen bir rekabete dönüşmeyecek. | Open Subtitles | ولكنها لن تكون منافسه بين نوعين الذي يؤثر على بقائهم على قيد الحياة |
Lösemi, kemik iliğini etkileyen bir kanser türüdür. | TED | سرطان الدم هو نوع من السرطان الذي يؤثر على نخاع العظام . |
Ama bu çocukları etkileyen bir şey olmalı. | Open Subtitles | حسناً، شيء ما يؤثر على هؤلاء الأولاد |
O zamandan beri neredeyse hayatımın tamamını etkileyen bir sinir bozukluğu ile boğuşuyorum. | Open Subtitles | ، ومنذ ذلك الحين أعاني من مشاكل القلق والأرق المُصاحبة لكل وأى شيء |