Tabii ki bazen nasıl göründükleri hakkında daha fazla etkiye sahipler. | TED | وبالطبع لديها تأثير أكثر على الطريقة التي تبدو بها هذه الدول. |
Ama psiko-grafikler aslında basın dünyasında büyük bir etkiye sahip değiller. | TED | ولكن التخطيط الشخصي في الحقيقة لم يكن له تأثير كبير على عمل وسائل الإعلام. |
Yeni aşı, bu, son virüsler üzerinde, eski aşıya göre iki kat daha fazla etkiye sahipti. Ve bizde hemen bunu kullanmaya başladık. | TED | اللقاح الجديد كان له تأثير مضاعف أكثر بمرتين من اللقاح السابق لذا فقد بدأنا مباشرة باستعمال هذا اللقاح. |
İnanın bana, aynı etkiye sahiptir ve sahneye konsantre olabilirsiniz. | Open Subtitles | .. صدقيني، لها نفس التأثير وبالتالي يمكنك التركيز على المشهد |
Alete dokunmak vücutlarımızın elektrik alanını değiştirerek bu etkiye neden olmuş olabilir. | Open Subtitles | لمس الجهاز ربما جعل حول أجسادنا حقلا من الطاقة يكفي لنقل التأثير |
İlk olarak, bu dört maddeden hangisinin astım hastalarının akciğer sağlığı üzerinde en fazla etkiye sahip olduğunu çözmek istedim. | TED | في البداية, كنت أريد أن أعرف أي من هذه الملوثات الأربع لها الأثر الصحي السلبي الأكبر .على صحة الرئة عند مرضى الربو |
Ve görünen o ki, sikkeleri elinde bulunduran kişi başkaları üzerinde büyüleyici bir etkiye sahip oluyor. | Open Subtitles | وعلى مايبدو أن أولئك الذين يتولون القطع النقدية يمسّون بتأثير سحري يؤثر في غيرهم |
Belki de en önemlisi diğer şirketler üzerinde büyük etkiye sahip. | TED | وكذلك الأكثر أهمية ، وول مارت لهم تأثير ضخم على الشركات الأخرى. |
muazzam edebi eserleri okumamız. Bu kitapların, muazzam oldukları gibi daima tam etkiye yakın olduğunu da fark edersiniz. | TED | ومهما عظمت هذه الكتب، يمكنكم دائماً القول أنكم ستحصلون على نفس تأثير الأصل. |
Bu dönem günlük, sıradan hayatınızın; gelecekte olacağınız kişi üzerinde orantısız etkiye sahip olduğu bir dönem. | TED | إنه العمر حينما تصبح لحياتك العادية، اليومية تأثير كبير على هويتك المستقبلية. |
Aşı olmak bireysel sorumluluk eylemidir, fakat büyük bir kolektif etkiye sahiptir. | TED | يُعد التطعيم مسؤولية فردية، ولكن له تأثير جماعي عظيم. |
Üzüm veya elma konsantrasyonu da, 55 şeker ikizi gibi vücudunuzda benzer etkiye sahiptir. | TED | مُرَكَّزُ التفاح أو العنب يؤثران بجسمك نفس تأثير توائمهم السكرية الـ 55. |
Diğer gözleme göre ise bu, doğadaki bir canlı olmak zorundaydı çünkü küçücük bir damla bile böylesine büyük bir etkiye sahipti. | TED | والثاني: هذا الشيء يجب أن يكون بيولوجيًا في الطبيعة، لأن قطرة صغيرة كانت كافية ليكون لها تأثير هائل. |
Bir araştırmacı olarak dünya genelinde çocuk ve yetişkinlerde tekrarlanan bir etkiye rastlayacak kadar şanslıysanız Bu insan doğasının bir parçası olabilir mi diye merak etmeye başlarsınız. | TED | والآن، كباحثة، لو كنت محظوظ كفاية لتتعثر في تأثير يكثر حول العالم في الأطفال والبالغون ستبدأ في التساؤل هل يمكن لذلك أن يكون جزء من طبيعة الإنسان؟ |
Her ekinden sadece birkaç tür yetiştirilen mono kültürler oluşturduğumuz için bu türlerden yalnızca birine bir şey olsa bile gıda teminimizde çok büyük etkiye sahip olabilir. | TED | بما أننا أوجدنا مزارع أحادية تنتج أنواع محددة من محصول واحد، فإذا حصل شيء ما لنوع واحد من هذه المحاصيل، فسيكون لذلك تأثير كبير على مخزوننا الغذائي. |
Gözlemlediğim şey şuydu: mağdurları bir çatışma bölgesinden barış içindeki bir ülkeye götürmenin hepsi üzerinde olumlu bir etkiye sahip olması. | TED | ما لاحظته كان نقل الضحايا من منطقة الصراع إلى بلد في سلام كان له تأثير إيجابي على كل منهن. |
Bunu ilk duyduğumda, kendimle gerçekten gurur duydum. Şöyle düşündüm, araştırmamın yarattığı etkiye bakın. | TED | وعندما عرفت ذلك لأول مرة، شعرت بالفخر بنفسي إلى حد ما. فقد فكرت : أنظر إلى حجم التأثير الذي صنعته أبحاثي. |
Onlar yaşamımda gerçek anlamda olumlu etkilere yol açıyor, ben de onların yaşamında olumlu bir etkiye yol açabildiğimi umuyorum. | TED | فهم يمدونني بالتأثيرات الإيجابية الحقيقية في حياتي، وأرجو أن أستطيع التأثير في حياتهم إيجابياً كذلك. |
İş yerindeki stres, bu büyük etkiye neden olan stres, üretkenlik ve sağlık ile ilgilidir. | TED | إن التوتر في مكان العمل والتوتر الذي يسبب هذا التأثير الهائل، مُرتبط بالإنتاجية والعافية. |
Bilim, insan uğraşları içerisinde hayatımız üzerinde dünyaya ve kendimize bakışımız üzerinde en büyük etkiye sahip olanıdır. | Open Subtitles | بين كل الأنشطة البشرية كان للعلم التأثير الأعظم على حياتنا فقد أثر على رؤيتنا للعالم من حولنا وعلى رؤيتنا لأنفسنا |
Bilim, insan uğraşları içerisinde hayatımız üzerinde dünyaya ve kendimize bakışımız üzerinde en büyük etkiye sahip olanıdır. | Open Subtitles | في جميع مساعي الإنسان كان للعلم الأثر الأعظم علي حياتنا وعلي رؤيتنا للكون ولأنفسنا |
Fitz, Simmons, böyle bir etkiye ne sebep olabilir, fikriniz var mı? | Open Subtitles | (فيتز-سيمونز) أتملكان أية فكرة عما قد يتسبب بتأثير كهذا؟ |