ويكيبيديا

    "etler" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • اللحم
        
    • اللحوم
        
    • لحوم
        
    • كقطعة لحم
        
    Ama bütün etler Alman'lara gittiği için, et yasaktı. Open Subtitles وأعود به،كان هذا ممنوعاً فقد كان كل اللحم من نصيب الألمان
    İnsanlara düzgün kesilmemiş, paçavra gibi etler yediriyorlar. Open Subtitles أينما ذهبت، يعطونك دائماً هذا اللحم الرديء الكريه.
    - Evet. Buzdolabı bozuldu ve etler bozuldu. Open Subtitles أجل, لن تصدقي ما جرى, البراد توقف عن العمل و كل اللحم تعفن.
    Yakında etler ya sizin elinizden yiyeceklerini yiyecekler ya da hiçbir şey yemeyecekler. Open Subtitles اللحوم ستكون قريباَ فى متناول يديكم للأكل. أو ربما هم لن يُأكلوا إطلاقاَ.
    Bu yiyeceklerin daha düşük glisemik endeksi vardır ve yumurta, peynir ve etler de en düşük glisemik endeksli besinlerdir. TED هذه الأغذية لها إضافات سكرية منخفضة و الأطعمة كالبيض ،والجبن، و اللحوم لديها أقل نسبة إضافات سكرية
    Kızarmış patatesler, tavuklu McNuggetlar, etler, sosisler diyet kola, kahve ve buzlu çaylar. Open Subtitles البطاطس المقلية .. قطع الدجاج .. قطعة اللحم المفروم ..
    Ona sordum, "Tatlım bu etler de nereden geldi?" Open Subtitles فسألتها من اين جاء كل هذا اللحم ياعزيزتي ؟
    etler çok yumuşak olsun. Sanırım bu kadar yeter. Open Subtitles تاكد ان قطعة اللحم تنعم جيدا نعم, اخبط وحرك, احبط وحرك
    Öte yandan yağsız etler ve meyvelerle dolu bir tropik cennette de yaşıyor olabilir. Open Subtitles من الناحية الأخرى.. هو يقتات على اللحم الطازج والفاكهة الطريّة في منطقة الشمس الاستوائية المنعشة
    3. cilt: Balıklar. etler, sebzeler ve tatlılar. Open Subtitles الكتاب الثالث، السمك اللحم الخضراوات و الحلويات
    Eğer ilgileniyorsan tavuk denilen ama tavuk olmayan kızarmış etler hakkında da her şeyi biliyorum. Open Subtitles إذا كنتم مهتمين كذلك, فأنا أعرف كل شيء عن قلي اللحم و الذي ليس بدجاج, و كأنه دجاج
    Genelde etler iyice çürüdükten sonra üşüşürler. Open Subtitles . انها تنتقل عادةً بعد زوال اللحم من العظام
    Şu milletin buram buram koktuğu ve herkesin kendi poşetini getirdiği süslü mağazalarda satılan pahalı etler gibisin. Open Subtitles أنت مثل هذا اللحم الغالي الذي يبيعونه في هذه المتاجر الفاخرة حيث كل شخص رائحته جميلة و يجعلونك تحضر حقائبك الخاصة
    Sadece gerekli besinleri. Sebzeler, etler ve ekmek. Open Subtitles فقط الأساسيات الخضراوات , اللحم , والخبز
    Dürüm bu. İçindeki etler düşsün istemezsin herhâlde. Open Subtitles انها خبزة بوريتو لا يجب على اللحم ان يقع
    Mississippi'nin her iki tarafından gelen bütün etler filizler, meyveler, sebzeler, saman balyaları şehrimizden geçmek zorunda. Open Subtitles وهذا ما سنفعله ، كل رطل من اللحم كل طن من المعادن كل فاكهة وخضار وكل رزمة من القش
    Mississippi'nin her iki tarafından gelen bütün etler filizler, meyveler, sebzeler, saman balyaları şehrimizden geçmek zorunda. Open Subtitles وهذا ما سنفعله ، كل رطل من اللحم كل طن من المعادن كل فاكهة وخضار وكل رزمة من القش
    Cenaze sofrasında sıcak yenen etler, düğün sofrasında söğüş olarak verildi. Open Subtitles فان اللحوم المطبوخة لاجل الجنازة قدمت باردة على طاولات الزفاف
    Buğday ve değirmen o tarafta, etler burada, yün dokumalar da bu tarafta. Open Subtitles نبيع قمح وطحين هنا اللحوم المجففة هناك المنسوجات الصوفية وأدوات الجولة في ذلك الركن
    etler sadece yumuşatmak için değil... - ...genelde tat için de bekletilir. Open Subtitles ‫اللحوم تُعتق ليس فقط لأجل طراوتها ‫ولكن في الأساس لأجل نكهتها
    Arzu ettiğim tek şey, şu mekanik iyileştirilmiş etler. Open Subtitles أهذاماتتمناهدون ايشئآخر! إنها لحوم مُصنعة آلياً
    Günlerin yerdeki leş kokulu etler altında hapsedilmiş olarak geçmeyecek. Open Subtitles لن تمضي أيامك كقطعة لحم نتنة على الأرض

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد