| Öküz erkek arkadaşın seni galaya davet etmediği için keyfin yok. | Open Subtitles | أنتِ في مزاج سيء لأن خليلكِ الأحمق لم يقم بدعوتك للحفل. |
| Bu andan sonra dans edeceksin kimsenin daha önce etmediği şekilde. | Open Subtitles | ومن الآن وصاعداً، سترقصين... بطريقة لم يقم بها أحد قبل ذلك |
| Kubiak'ın kontrol etmediği tek yer var... vücudu. | Open Subtitles | هنالك مكانٌ واحدٌ فقط لم يقم كوبياك بتفقده جثتها |
| Bir çok hak etmediği şey için takdir edildi. | Open Subtitles | وحسبت له أشياء كثيرة لم يقم بها أصلاً |
| Bir çok hak etmediği şey için takdir edildi. | Open Subtitles | وحسبت له أشياء كثيرة لم يقم بها أصلاً |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 