Teklifin geçerli olduğunu söyledi ben de ona kabul etmemesi için yalvardım. | Open Subtitles | اخبرني ان هذا كان على الطاولة و توسلت له لكي لا يوافق |
Jumbo'nun firarını fark etmemesi için onu meşgul etmeliyiz. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ نَبقيها مشغولة جداً لكي لا تُلاحظُ خروج طائرة الجمبو الجماعي |
Görünen o ki, 40 yaşındaki bir fahişenin tek arkadaşıymış ve müşterileri rahatsız etmemesi için balkona kapatılmış. | Open Subtitles | فيما يبدو أنه كان رفيق وحيد لعاهرة أربعينية و قد حجزته بالشرفة لكي لا يزعج زبائنها، |
Hatta insanları rahatsız etmemesi için bu eldiveni taktım. | Open Subtitles | حتى انني ارتديت هذا القفاز لكي لا يفزع الناس مني |