Yeni dünyaya gelmeden önceki yaşantısının nasıl olduğunu hayal etmeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت أن أتخيل كيف كانت حياتها قبل أن تأت للعالم الجديد |
Seni tavsiye etmek istedim, seni tavsiye etmeye çalıştım, ama bunu yapamadım sadece. | Open Subtitles | أردت أن أوصي بك، حاولت أن أوصي بك، لكني لم أستطع فعل ذلك |
Dorothy'yi satmak için ikna etmeye çalıştım ancak o bunu düşünmedi bile. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أجعلها توافق على البيع لكنها لم تفكر حتى بهذا |
Size yardım etmeye çalıştım, ama şimdi başınız büyük belada. | Open Subtitles | انتم لقد حاولت ان اساعدكم ولكنكم الان في خضم المشاكل |
Galler prensi olarak ve son kral olarak, 25 yıl hizmet etmeye çalıştım. | Open Subtitles | بصفة، أمير ويلز ومؤخراً كـ ملك لمدة 25 عاماً، حاولتُ أن أخدم |
Bana bunu yapan insanlara ödeterek acıyı yok etmeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت أن أجعل الألم يزول بجعل من سببوه يدفعون الثمن |
Özellikle böyle bir günde işini yaptığı için ona teşekkür etmeye çalıştım, ama ağlamaya başladım. | TED | حاولت أن أشكره لقيامه بعمله في ذلك اليوم بالذّات، لكنني بدأت بالبكاء. |
Mesela seçilir seçilmez Trump'ın Noel arifesinde attığı tweet'i hayal etmeye çalıştım. | TED | على سبيل المثال، في اللحظة التي انتُخب فيها، حاولت أن أتخيل التغريدة التي سيُرسلها ترمب في مساء الميلاد |
Bu yüzden devam etmeye çalıştım ama artık yapamayacağım. | Open Subtitles | لذا، حاولت أن أجاريكِ بهِ، ولكنني لم أستطيع فِـعل هذا |
Ben de yardım etmeye çalıştım. Sadece onuruyla ölsün diye. | Open Subtitles | وقد حاولت أن أحصل له على ذلك، فقط ذلك، بأن يموت بشيء من الشرف |
Onu mutlu etmeye çalıştım ama nasıl bilebilirdim. | Open Subtitles | حاولت أن أسعده ، لكن كيف يمكنني أن أعرف؟ |
Seni ve hatta işlediğin suçları ve o suçları işlerken... neler hissettiğini hayal etmeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت أن أتخيلك وتخيل ما أقترفت من الجرائم وكيف كانت أحاسيسك فى تلك اللحظات وأنت تقوم بهذا |
Gözümün döneceğini sandım ve bütün o proteinleri bir uçuş makinesi yaparak meşgul etmeye çalıştım. | Open Subtitles | اعتقدت أنني سأصبح أعمى، لذا حاولت أن أجعل كل هذه البروتينات مشغولة بصنعي لآلات الطيران |
Kardaki izlerini takip etmeye çalıştım. | Open Subtitles | لقد هربت,و حاولت أن أتتبع اثارها في الثلج |
Oraya gidip adama yardım etmeye çalıştım. | Open Subtitles | وأنا ذهبت وأنا حاولت أن أساعد هذا الرجل. |
Arka koltukta senin yerinde olmanın neye benzediğini hayal etmeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت ان اتخيل كيف سيكون شعورك وانت فى المقعد الخلفى |
Özür dilerim. Elimden geldiğince ofisine yakın park etmeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت ان اصطف بالسيارة بالقُرب من مكتبك بقدر الامكان |
Anneyi ikna etmeye çalıştım, fakat çocuk onun, kararı kendi verir. | Open Subtitles | لقد حاولت ان اقنع الأم لكنه ابنها لذا فهو قرارها |
Sutton'ın adımlarını takip etmeye çalıştım Kulübeden şehir kulübüne kadar. | Open Subtitles | إذًا، لقد حاولتُ أن أعود على أثر خطواتها من الكوخ إلى النادي |
Bu yüzden nelerin bir çok şirketi başarıya ve ya başarısızlığa götürdüğüne dikkat etmeye çalıştım. | TED | وحاولت أن أستعرض العوامل التي أدت للنجاح والفشل في هذه الشركات |
Bu sabah Zelenka'ya görünüşte benim fikrim olan bir cihazın yapımında yardım etmeye çalıştım. | Open Subtitles | كنت أحاول أن أساعد زيلينكا في إنهاء جهاز من أفكاري |
Ona yardım etmeye çalıştım. Ama sadece uzaklaştırmayı başardım. | Open Subtitles | حاولت مساعدتها ولكن نجحت فقط في إبعادها عني |
Bunu güç elde ederek telafi etmeye çalıştım ama güç o kadar önemli hâle geldi ki bir daha bırakamadım. | Open Subtitles | حاولتُ التعويض عن طريق جمع القوّة. و باتت القوّة مِن الأهمّيّة، بحيث لا أستطيع التخلّي عنها. |