Dar kumsal, havyar renginde ve tamamen hareket halindeydi ama gökyüzü de hareketliydi, etobur kuşlarla doluydu. | Open Subtitles | الشاطئ الضيق ،ولون الكافيار كان الجميع فى حركة و كانت السماء تتحرك ممتلئة بالطيور آكلة اللحوم |
etobur bitkiler eti sever, ancak bu yeni birşey değil. | Open Subtitles | النباتات أكلة اللحوم نادرة لكن لاشئ جديد |
Çocuklar. Şuraya bakın. İşte Kuzey Amerika'nın en büyük etobur hayvanı. | Open Subtitles | أنظرو يا رفاق هناك يمشى أكبر حيوان مفترس فى شمال أميركا |
Islak cinsellik kokuları yayıyor etrafa! Bir etobur olmuş nihayet! | Open Subtitles | تفوح منها رطوبة الجنس أخيراً ، إنها لاحمة |
Pişmanlığımın simgesi olarak bu etobur bitkiyi kulağımdan beynime sokacağım. | Open Subtitles | "لكن ما فعلته كان خاطئ وكتصرف يعبر عن ندمي" "سأدخل آكل اللحم هذا الى دماغي" |
Rahatsız ettiğim için üzgünüm etobur Hazretleri. En dipten özürlerimi sunarım. | Open Subtitles | أعتذر إزعاجى, آكل اللحوم خاصتكِ ذلكَ، ربما كان مدين لى بلإعتذار... |
Belki sadece ben böyle düşünüyorumdur ama 18 yıldır buralarda hiç havuç yiyen bir etobur görmedim. | Open Subtitles | قد يكون رأيي فقط لكن طوال 18 سنة في الخدمة لم أرى آكل لحوم البشر يأكل جزراً |
Bahsettiğin gibi bir etobur olarak tadın fena değilmiş. | Open Subtitles | مذاقك ليس سيئاً بالنسبة لي الذي تدّعي أنك من آكلي لحوم البشر |
Sonra etobur yaratıklar, et yiyenler katiller, yeryüzü mirasına kondu. | Open Subtitles | ثم الحيوانات آكلة اللحوم القتلة ،قد ورثوا الأرض |
Bunlar kuş olsalar da, uçan dinozorlar, etobur raptorlarla aynı ataları paylaşıyorlar. | Open Subtitles | فبالرغم من أنها زواحف طائره إلا أنها تشارك نفس الجدود مع الزواحف آكلة اللحوم |
Fosillerin adli incelemeleri kafatası kemiklerinde birçok iri etobur yaralanmaları olduğunu ortaya çıkarmıştır. | Open Subtitles | كشف الفحص التشريحي للأحافير عن جروح على عظام جمجمة العديد من أكلة اللحوم الضخمة |
Kırmızı etobur böceğin larvasını görüyorum. | Open Subtitles | حتى وأنا رؤية اليرقات من أكلة اللحوم خنفساء الحمراء. لون الخط = "# 808080" سارويان: |
Suda ve karada hiçbir etobur bizi onun kadar dehşete düşüremez. | Open Subtitles | لا يوجد مفترس سواء في البحر او على اليابسة لديه القدرة لزرع مثل هذا الخوف العميق في انفسنا |
Bildiğim tek şey: Kesinlikle etobur olduğu. Harika. | Open Subtitles | لكن الشئ الوحيد الذي استطيع أن أؤكده أنها لحيوان مفترس |
Onlar etobur. Bunun anlamı avcı değil. | Open Subtitles | إنهم حيوانات لاحمة من المفترض أن يكونوا على علم بكيفية اصطياد الطرائد |
Bizler etobur maymunlar değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا قِردة لاحمة. |
hiçbir etobur göt veren benimle uğraşamayacak. | Open Subtitles | لا يا آكل اللحم سيعبث معي |
Bu esnada Paraselsuscu Profesör Bulwer, insan yaşamının ilginç bulduğu yönleri ve doğanın sırlarına dair bir kurs veriyordu. Profesör öğrencilerine etobur bitkilerin varlığından bahsetti... | Open Subtitles | و في الوقت ذاته كان البروفيسور "بولير" مجتمعاً بتلاميذه و يقوم بتذكيرهم بالطبيعة الوحشية للنبات آكل اللحوم |
Tyrannosaurus, 5 tonluk, 13 metrelik bir etobur, diğer dev dinozorları avlamak için özel olarak evrimleşmiş. | Open Subtitles | -التيرانوصور-, آكل لحوم يبلغ وزنه خمسة أطنان , وبطول 13 متر متطور خصيصا لقتل الديناصورات الأكبر حجما |
Gölde bir etobur yok. | Open Subtitles | لا يوجد آكلي لحوم بشر في تلك البحيرة |
Umarım gitgide etobur olmuyorsunuzdur. | Open Subtitles | آمل بأنكما لستما من محبي أكل اللحوم |