| Öyleyse Evander'in mazereti yalan çok iyi sebebi, silah ile bağlantısı var. | Open Subtitles | لِذا حول ايفاندر انهُ كاذِب وغبي لديه دافعهُ المتين الذي يربطهُ بالسلاح |
| Evander Holyfield'in bir kiliseye Red Lobster açacacağını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت ان ايفاندر هوليفيلد سوف يوزع الكثير من الطعام داخل الكنيسة |
| - Evander'la başla. Hiç ağlamaz. | Open Subtitles | هل تعلم ماذا, ابدأ مع ايفاندر انها لا تبكي ابداً |
| Bütün radyo istasyonları Mike Tyson'ın Evander Holyfiel'dı nasıl ısırdığından bahsediyordu. | Open Subtitles | كلّ محطة على الراديو كانت تتحدّث عنها مايك تايسون لذع إيفاندر هوليفيلد |
| - Bu benim kocam, Evander Pulchio. - Evander, hoşgeldin. | Open Subtitles | (هذا زوجي (إيفاندر بولكيو - (أهلاً بك يا (إيفاندر - |
| Clifton çeteye, Evander O'Dell tarafından alındı. | Open Subtitles | أثارَ المُستأجرين في أتجاه كليفتون اوديل ايفاندر |
| Evander'ın, ...birçok insanı öldürdüğü haricinde. | Open Subtitles | باستثناء يقولون ايفاندر قتل الكثير من الناس |
| Evander O'Dell, ...Delacorte Kuleleri'nde terör estiren adam. | Open Subtitles | ايفاندر اوديل الارهابي في أبراج الدايكوت |
| Yazılanlara göre bu miktar, ...tam olarak kurbanın, Evander O'Dell'e olan borcu kadar. | Open Subtitles | المستحق للميت والمديون بهِ لاوديل ايفاندر وفقاً للرسائل النصيه |
| Evander O'Dell, Clifton'ı kullanarak seni çeteye dahil etmek mi istiyordu? | Open Subtitles | لذا تم استخدام ايفاندر اوديل لتجنيدك كليفتون هم جلبوا لي |
| Beni Evander'ın sahibi olduğu binadaki bu daireye götürdüler. | Open Subtitles | في هذه الشقة داخل البناء جلب هذا ايفاندر |
| Bu yüzden Evander'dan 10,000 dolar çaldım. | Open Subtitles | هذا هو السبب في أنني سرقت الـ 10000 دولار من ايفاندر |
| Ama Evander'in kodlu yazdığını biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعلم أن ايفاندر يكتب في التعليمات البرمجية |
| Evander, Batı Wirginia'dan gelen silahlar için mi anlaşma yapıyordu? | Open Subtitles | كان ايفاندر يصنع اتفاق للاسلحه القادمة من ولاية فرجينيا الغربية ؟ |
| Evander bir sürü daha alacaktı. | Open Subtitles | اعتقد ايفاندر كان يشتري حفنة أكثر من ذلك |
| Ya öyle yada Evander'ın kodunu yanlış çözdü. | Open Subtitles | إما أن أو ايفاندر حطم الشفره كانت خطأ الخطأ |
| - Bu benim kocam, Evander Pulchio. - Evander, hoşgeldin. | Open Subtitles | (هذا زوجي (إيفاندر بولكيو - (أهلاً بك يا (إيفاندر - |
| Ama Evander Holyfield kalp hastalığı geçirdikten sonra geri dönüp Mike Tyson'la dövüştü. | Open Subtitles | "ولكن "إيفاندر هوليفيلد" عاد وهزم "مايك تايسون , بعد مشكلة ما في قلبه "و "واين ماكولو |
| Evander iki aydır kayıp. - Kötü bir şey oldu | Open Subtitles | (إيفاندر) مختفي من شهرين هناك مكروه حدث له |
| Pencereden falan çıkmış olmalı, Evander. | Open Subtitles | يجب ان تكون قد تسلقت من النافذة أو شيء لايفاندر |
| Evander Holyfield'ın kulağını. | Open Subtitles | الذى اخذ أذني أذن ايفندر هوليفيلد |