Evde oturup boş duramam. | Open Subtitles | لا أستطيع البقاء في المنزل والقيام بأي شيء. |
Hava soğuk, insanlar Evde oturup televizyon izliyorlar. | Open Subtitles | أنا أحب ذلك. الطقس بارد. الناس البقاء في المنزل ومشاهدة التلفزيون. |
Bütün gün Evde oturup yas tutma lüksüne sahip değilim. | Open Subtitles | إنني لا أملك رفاهية الجلوس في المنزل في حالة حزن |
Evde oturup, televizyondan akan kanımızı izliyorsunuz. | Open Subtitles | تجلس في البيت,وتشاهد دمائنا تسيل على التلفزيون |
Ev hapsi verirsen, hafta sonları Evde oturup ona gardiyanlık yapmak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | اذا اجبرتها تجلس بالبيت ولا تطلع راح تكون انت جالس بالبيت حتى بالويكند وتكون كانك حارس سجن |
Evde oturup dikiş dikip pis bir ayyaş gibi sızmanı mı seyredeceğim? | Open Subtitles | ما المفروض أن أفعل؟ هل المفروض أن أجلس في المنزل أحيّك وأخيط... |
Evet, onlarca kadın, sadece vuruşmayı bekliyor. Mutlu bir son yakalama şansın en az Evde oturup porno izlediğindeki kadar çok. | Open Subtitles | فرصكَ لنهاية سعيدة تقريباً جيّدة بقدر البقاء بالمنزل ومشاهدة أفلام الجنس |
4 aydır Evde oturup seni suçluyordum, ama artık bitti. | Open Subtitles | كلا كنت اجلس في المنزل طوال 4 شهور الومك والان .. |
Hayır, vezir biraz eski modadır. Evde oturup yemek pişirmeyi sever. Erkeğine bakmayı, onu tatmin etmeyi... | Open Subtitles | لا, الملكة هي من الطراز القديم تحب البقاء في المنزل, وتطبخ |
Ama keşke bazen birileri bana Evde oturup film izlemeyi önerseymiş diyorum. | Open Subtitles | ولكن أتعلمين ماذا أتمنى لو من حين لآخر لو طلب مني أحدهم البقاء في المنزل ومتابعة فيلم بدلا من ذلك |
Tüm gün Evde oturup seks yapacağımızdan bahsetmiş miydim? | Open Subtitles | هل ذكرتُ ، أننا يمكننا البقاء في المنزل ، وممارسة الحب طوال اليوم؟ |
İstiyorsan Evde oturup James'in seni neden öpmediğini düşünebilirsin ya da... | Open Subtitles | اعني، يمكنك البقاء في المنزل وتتسائلين لماذا جيمس لم يقبلك |
Evde oturup, beklemenizi istemenin sizin için çok zor olduğunuda biliyorum. | Open Subtitles | الآن، يبدوا صعبا ما أحتاجك للقيام به هو البقاء في المنزل وانتظار الفرج |
Evde oturup çalışmam, ödev yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | لا بد لي من البقاء في المنزل و، اه، ادرس واشياء. أؤدي الواجب المنزلي؟ |
Evde oturup dahil olamamak benim için çok zordu. | TED | كان من الصعب بالنسبة لي الجلوس في المنزل وألّا أكون عنصرًا فاعلًا. |
Evde oturup aptal bir Rus kitabı okumaktan daha iyidir. Eminim. | Open Subtitles | انهُ افضل من الجلوس في المنزل لقراءة كتاب روسي غبي |
Tek yapabildiğim, Evde oturup neler oluyor diye endişelenmek. | Open Subtitles | فإن جل ما أفعله كما تعلم هو الجلوس في المنزل فحسب، ولا علم لي بما يحصل |
Bütün gün Evde oturup video oyunu oynayamazsın. | Open Subtitles | لن تجلس في البيت وتلعب ألعاب الفديو طوال اليوم |
Hafta sonlarını daha çok Evde oturup erkek kardeşleriyle geçirirdi. | Open Subtitles | ... إنها كانت تجلس في البيت معظم وقتها تقضي وقتها مع أخوانها |
Şu televizyon. Neden Evde oturup, küçük kutuyu izleyesin? | Open Subtitles | وهذا الشيء، التلفزيون،لماذا تجلس بالبيت وتشاهد صندوقا؟ |
Bütün gün Evde oturup onun bana bakmasına izin vermeliyim. | Open Subtitles | من المفترض أن أجلس في المنزل طوال الوقت و أتركهه يعتني بي |
Bütün gün Evde oturup Rebecca-sonrası depresyonumu da geçirebilirim ya da arkadaşımla beraber lezzetli bir Sarımsaklı Panna Cotta da yiyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع البقاء بالمنزل طوال اليوم دون التمرغ بذكرياتي السابقه التي كانت مع ربيبكا أو استطيع التمتع بأكل خبز الثوم المحمس |
Ben de yürüyemiyorum. Evde oturup söyleneyim mi? | Open Subtitles | وانا لا استطيع المشي هل ينبغي ان اجلس في المنزل واشمئز من ذلك؟ |
Evde oturup herkesin hayatının mahvolmasını izlemek yerine bizi neşelendirecek bir şey uğruna buraya gelmek. | Open Subtitles | سبب ما للسفر 300 ميل و يكن لدينا شيء ما نحتفل به بدلا من الجلوس في البيت و مشاهدة كل شيء ينهار |
Peki 3 gün ben ne yapacağım; Evde oturup örgü mü yapayım? | Open Subtitles | وماذا من المفترض أن أفعله خلال الثلاث أيام أجلس في البيت |