Burasıysa Bayan Everson'un broşu bakım masraflarını ödeyene kadar ölmek üzereydi. | Open Subtitles | كانت هذه على وشك الفناء ، إلا عندما مولت السيدة (إيفرسون بروتش) لحمايتها |
2006 yılında Everson davasındaki evrakları inceliyordum. | Open Subtitles | -أجل. تعقبت الأوراق في قضية (إيفرسون) 2006. |
Eric, 2006 yılındaki Everson davası Sully bakıyordu. | Open Subtitles | (إيريك)، قضية (إيفرسون) 2006كانت قضية (سولي). |
Dün gece bir haneye tecavüz ve cinayet gerçekleşmiş. Polis 56 yaşındaki Gregory Everson'ı dövülüp başından vurulmuş olarak bulmuş. | Open Subtitles | جريمة قتل وإقتحام منزل ليلة البارحة وجد الضباط (جريجوري إيفرسون) في الـ 56 من العمر |
Bayan Everson dışarıda bir gürültü duyduklarını söyledi. | Open Subtitles | -السيدة (إيفرسون) قالت أنهما سمعا ضجا خارج المنزل |
J.J. ve ben karakola yerleşeceğiz. Dave, Reid'i alıp hastanede Bayan Everson'ı ziyaret et. | Open Subtitles | أنا و(جي جي) سنستقر في المركز (دايف)، أنت و(ريد) قوما بزيارة السيدة (إيفرسون) في المستشفى |
Everson, şebeke merkezini Key Biscayne'de ele geçirene kadar birkaç yıl boyunca bizi uğraştıran biriydi. | Open Subtitles | (إيفرسون) كان... شوكة في جانبنا لسنتين، حتى لففنا على محور توزيعه |
Özellikle, Everson davası. | Open Subtitles | بشكل خاص، قضية (إيفرسون). |
Bayan Everson? | Open Subtitles | سيدة (إيفرسون)؟ |
Everson Olayı. 2006. | Open Subtitles | (إيفرسون). |