Onun ağzından, Evin içindeki her şeyin yolunda olduğunu duymak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أسمع منه أن كل شيء بخير داخل المنزل |
Prizlerin üstlerinin örtebilirim, ya da annemin ilaçlarına çocuk kilidi koyabilirim, ama bunlar sadece Evin içindeki şeyler. | Open Subtitles | بالطبع سوف اغطي الاماكن الكهربائية او حواجز النوافذ والعقاقير لكن هذا فقط داخل المنزل |
Tamam, ben de Evin içindeki kameraların görüntülerini inceleyeyim. | Open Subtitles | حسناً، سأبدء بتنقية هذه اللقطات من داخل المنزل. |
Evin içindeki patlayıcılar yüzünden sivil zaiyatın yükselme ihtimali var. | Open Subtitles | لكن المتفجرات داخل المنزل ستؤدي إلى ضرر جانبي عالي |
Hey! Evin içindeki, sadece kızı istiyoruz! | Open Subtitles | أنت الذي في داخل المنزل نحن نريد الفتاة فقط |
Sadece Evin içindeki biri çalmış olabilir. | Open Subtitles | من قام بذلك هو شخص من داخل المنزل |
Evin içindeki şüpheliler sizi izliyorlar. | Open Subtitles | المشتبهون الموجودين داخل المنزل يرونكم |
Evin içindeki zanlılar sizi seyrediyor! | Open Subtitles | المشتبهون الموجودين داخل المنزل يرونكم |
Evin içindeki adamı o sokmuş buraya. | Open Subtitles | هو من أرسل الرجل إلى داخل المنزل |
Evin içindeki laboratuvar? | Open Subtitles | والمختبر داخل المنزل , الذي حاليا ينتج |