Bazı yerlerde eşcinsellerin evlendiklerini bilmek kadar kötü bir duygu olmadığı kesin. | Open Subtitles | ليس بسوء معرفة أنه في مكان ما اللوطيون يتزوجون بعضهم |
Bana sakın insanların sırf birbirlerini sevdikleri için evlendiklerini söyleme. | Open Subtitles | ولا تقل لي أن الناس يتزوجون بدافع الحب |
Bir Klingonlu ile bir Saylonlunun birbirleriyle evlendiklerini gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت "كلينجون"، و"ستورمتروبر" يتزوجون بعضهما البعض |
Kadın ayrıca bir eyalet adliyesinde bir sulh hakimi tarafından evlendiklerini de doğruladı. | Open Subtitles | ليس من الواضح. , بل وأكدت انهما تزوجا بسلام |
Lara Tyler ve James Arber'ın bugün küçük ve zevkli bir özel törenle sonunda evlendiklerini teyit edebilirim. | Open Subtitles | استطيع ان اؤكد ان (لارا تايلر) و (جيمس أربر) تزوجا أخيراً اليوم بحفلٍ ذو مراسم صغيرة ولائقة |
Amerikalıların yarısının gelecekteki eşleriyle 30'lu yaşlarında evlendiklerini, beraber yaşadıklarını ya da sevgili olduklarını biliyoruz. | TED | نحن نعلم أن أكثر من نصف الأمريكيين. قد تزوجوا أو يعيشون مع أو يواعدون شريكهم العاطفي المستقبلي بحلول سن ال30. |
Babamın eşcinsel, annemin de Yahudi kimliğinden vazgeçmesini, 1955 yılında evlendiklerini anlatmam. | Open Subtitles | وعندما أصبح أبي شاذ و عندما تحولت أمي إلى اليهودية تزوجوا في عام 1955م |
Neden evlendiklerini bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا انهم يتزوجون. |
Tilde evlendiklerini söylüyor. | Open Subtitles | ( تيلدا) تقول بأنهما قد تزوجا! |
Bana, evlendiklerini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني بأنهم تزوجوا |
evlendiklerini sanıyoruz. | Open Subtitles | اعتقد انهم تزوجوا. |
Ama o ve Lara, basının evlendiklerini düşünmesine izin vermişler. | Open Subtitles | لكن هو و (لارا) جعلوا الصحافة تعتقد بأنهم تزوجوا |