ويكيبيديا

    "evlenen" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تزوجت
        
    • تزوج
        
    • سيتزوج
        
    • يتزوج
        
    • تتزوج
        
    • ستتزوج
        
    • يتزوجون
        
    • تزوجته
        
    • تزوجها
        
    • تزوّج
        
    • تزوّجت
        
    • المتزوجين
        
    • تزوجن
        
    • تزوجوا
        
    • تزوّجوا
        
    Evet, bir adamla evlenen bir kız hakkında ve bilin bakalım ne oluyor? Open Subtitles نعم, انه عن فتاة قد تزوجت رجلا, وماذا تظنين ؟
    Şu mezun olduktan hemen sonra evlenen kız da gelmiş miydi? Open Subtitles هل كانت هناك تلك التي تزوجت مباشرة بعد التخرج؟
    Sizce de hanımefendi Jeong Gul'a benzemiyor mu? Fakültedeyken evlenen çocuk hani. Open Subtitles لكن ألا تشبه جيونغ سوك الشخص الذى تزوج و هو فى الجامعة.
    Hayır, ama belki de evlenen sen olmak isterdin, o değil. Open Subtitles لا, لكن ربما تتمنّين بأنكِ أنتِ من سيتزوج, وليس هو
    Burada evlenen çiftlere, garanti veriyorum ki... hayatlarının sonuna kadar beraber olurlar. Open Subtitles الزوج الذي يتزوج هنا انا شخصياً اضمن ان زواجهما سيدوم مدى الحياة
    Soylularımız yönettikleri topraklarda evlenen her kızla, ilk geceyi geçirme hakkına sahip olacak. Open Subtitles الليلة الأولى عنما أي فتاة من العامة تقطن أراضيهم تتزوج نبلائنا سيكون لهم الحق الجسدي في ليلة الزفاف
    Ben bir kadının isteği üzerine bir başka kadınla evlenen bir erkeğim. Open Subtitles لقد تزوجت بإمرأة لأن إمرأة أخرى طلبت منى ذلك.
    Modesto yakınlarından bir göçmen İtalyan şarap tüccarı ile evlenen, ...Doris'in kuzeni Gina için verilen bir davete gidiyorduk. Open Subtitles كنا ذاهبين في حفل استقبال تقيمه عمة دوريس، جينا. والتي تزوجت لتوها من تاجر إيطالي بالقرب من موديستو.
    Lisa, evlenme teklif ettiğim ama gidip bir başkasıyla evlenen kız. Open Subtitles ليسا، هي المرأة التي طلبت منها الزواج لكنها تزوجت رجل أخر بدلاً من ذلك.
    Carrollton'lı kuzeni Jessica Carroll'la evlenen amcası Savannah'lı Amiral Will Hamilton'dan almış ki o da ikinci kuzeniymiş ve Wilkes'lerin akrabasıymış. Open Subtitles من عمه الأدميرل .. ويل هاميلتون من سافانا والذي تزوج بابنة عمه جسيكا كارول من كارلتون
    Ve evlenen arkadaşlarından biriyle restoranda öğle yemeğine gideceğiz. Open Subtitles و نحن ذاهبون لتناول الغداء في مطعم مع أحد أصدقائه الذي تزوج للتوّ.
    Lezbiyenle evlenen, törende kocasını terk eden eşcinsel buz dansçısına aşık olan kızın tahta bacağını ateşe atan. Open Subtitles تزوج شاذة تركتى رجل على المذبح وقعتى فى حب رجل للتزحلق على الثلج
    Onun ilk evlenen olacağı konusunda yüksek bahis oynardım. Open Subtitles كنت ساحصل على مال كثير لو كنت راهنت على انه أول واحد سيتزوج منا
    Ben kusura bakmam Alpercim, evlenen ben değilim sonuçta... Open Subtitles أنا لا أأخذك يا ألبر ففى النهاية أنا لست من سيتزوج
    Yabancı birisiyle evlenen bir İngiliz olduğum için. Open Subtitles انه من المقبول جدا في الوقت الحاضر لرجل انجليزي ان يتزوج من اجنبية
    Tamam mı? Biz evli değiliz. Ben evlenen tiplerden değilim. Open Subtitles فنحن لسنا متزوجين و أنا لست من ذلك النوع الذي يتزوج
    Ama ben gereksiz yere evlenen o kadınlardan olmak istemedim. Open Subtitles لكن لم أكن أريد أن أكون مثل باقي الفتيات التي تتزوج بدافع الحاجة
    O senin evlenen son bekar arkadaşındı, biraz sinir bozucu olmalı. Open Subtitles و هى آخر واحدة من صديقاتك العازبات تتزوج الأمر الذي قد يكون مزعجا قليلا في حد ذاته
    Ve eger evlenen bir kizin ailesine yardim edersen yüz kere kutsanirsin Open Subtitles و ستببارك مئة مرة إن ساعدت عائلة ستتزوج ابنتها
    Yeniden evlenen insanlara karşı öyle büyük bir önyargım yok. Open Subtitles و ليس لدي أي تحاملّ ضد الأشخاص الذين يتزوجون مُجددًا.
    Onunla evlenen benim. Bu benim problemim, senin değil. Open Subtitles . أنا الوحيدة الذى تزوجته . هذه مشكلتى ، و ليست مشكلتك
    Onunla sadece başkasının çocuğuna, hamile kaldığı için evlenen biriyle... Open Subtitles والذى تزوجها فقط لانها حبلى بطفل رجل آخر.
    Peki, Julie Cooperla evlenen adamın yanından geliyorum. Bu da bir şeydir. Open Subtitles حسنا، هذا كلام من الرجل الذي تزوّج جولي كوبير، لابد أن هذ له معنى.
    Ama 5 kere evlenen ben değilim. Open Subtitles أنا لست المرأة التي تزوّجت خمس مرّات.
    Boşanmak, evlenen insanların ayrılması demek. Open Subtitles الطلاق هو عندما الأشخاص المتزوجين ينفصلان
    İkisi de kendilerinden yıllarca genç olan erkeklerle evlenen kadınlar hakkındaydı. Open Subtitles كلاهما عن سيدات تزوجن رجالا أصغر منهن سنا
    Sırılsıklam aşık olup evlenen birçok çift tanıyorum. Open Subtitles أعرف كثيرا من الأزواج الذين تزوجوا وهم يهيمون ببعضهم
    Ve Yunanistan'da bilmeden anneleriyle evlenen erkeklerin göz kapaklarını kestiklerini görüyorum. Open Subtitles والمسرحيات الإغريقية حيث يجب أن يقتلعـوا عيونهم لأن تزوّجوا أمهاتهم بالخطأ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد