Ve bir sürü insanla birlikte kıyafet ütülemeyi falan öğrettikleri... şu evlerden birinde yaşıyorum. | Open Subtitles | وأنا أعيش في واحدة من تلك المنازل مع الكثير من اللاعبين الآخرين ... حيث يعلمك كيفية تسوية |
- Evet, mesela bugün öyle evlerden birinde kalan çocuklardan biri oradaydı. | Open Subtitles | - نعم، انها فقط كان هناك طفل في هذا الحدث اليوم الذي هو في واحدة من تلك المنازل. |
O evlerden birinde yaşasaydı o da aynı şeyleri yapardı herhalde. | Open Subtitles | إذا كانت ستعيش في واحدة من تلك البيوت، لقيَاْسهم بمقياسِها الخاصِ كما أبوها وضعه. |
Gomez'in onu sınır dışına çıkarması için bu evlerden birinde bekleyecek. | Open Subtitles | وقال انه سيكون في واحدة من تلك المخابئ انتظار جوميز ليعبر به عبر الحدود. |
Hayır, temizliğe gittiği evlerden birinde diyorum. | Open Subtitles | أعني في أحد المنازل التي تنظّفها. ألم يقل إن الموضوع جاد؟ |
O evlerden birinde, benden büyük olan üvey kardeşim Liam Olmstead tarafından tecavüze uğradım. | Open Subtitles | وفي أحد المنازل, تم اغتصابي بواسطة أخ رعاية أكبر, (ليام اولمستيد) |
Arkadaşım Kiara neredeyse o evlerden birinde öldürülüyordu. | Open Subtitles | كادت صديقتي (كيارا) تقتل في واحدة من تلك الأماكن |