ويكيبيديا

    "evliliğe" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الزواج
        
    • بالزواج
        
    • للزواج
        
    • زواج
        
    • الزواجِ
        
    • لزواج
        
    • بزواج
        
    • زيجة
        
    • للزواجِ
        
    • والزواج
        
    Benim evliliğe karşı olmamdan çok, eşcinsel olmamdan dolayı çok üzülmüştü. Open Subtitles إنزعجت لقولى اننى ضد الزواج بدرجة أكبر من قول اننى مثلي
    Charles bundan sonra beni evliliğe zorlamayacağına dair yemin etti. Open Subtitles تشارلز اقسم . انه لن يجبرني على الزواج بعد ذلك
    Rusya'da evlilik hakkındaki ilginç bir gerçek şu ki, 18-19 yaşındaki kızların çoğu evliliğe çoktan hazır ve bunun hayalini kurmakta. TED حقيقة مثيرة للاهتمام حول الزواج في روسيا، أن معظم الفتيات البالغات 18 و19 عاما هن جاهزات ويحلمن بالزواج
    Kafasında bu çılgın fikirlerden bir sürü vardı ama konuyu hiç evliliğe getirmemişti. Open Subtitles ، كانت تراوده تلك الأفكار الجامحة بكثرة . لكنّه، لم يمضي قدماً بالزواج
    Ruby, insanın evliliğe ayak uydurması başlangıçtaki fazladan engelleri saymadığı başlı başına bir iştir. Open Subtitles هيئي نفسك للزواج يا روبي، انه وظيفة بحد ذاته بدون افتراض عقبات اضافية فى البداية
    Sen seç, yanlış bir evliliğe devam edip gururunu mu kırdıracaksın? Open Subtitles زواج زائف, أم حقيقتك انتِ حرة من المساومة على نفسك ؟
    Eşcinsel evliliğe karşın inançlarımızı değiştirdikçe daha çok insan özgürlüğe kavuştu. TED فكما غيرنا من نظرتنا تجاه الزواج من نفس الجنس، منح الكثير من الناس حريات متساوية.
    Kadın olduğumdan dolayı, evliliğe can atmam, hayattaki seçimlerimi evliliğin en önemli şey olduğunu hatırlayarak yapmam bekleniyor. TED لأني أنثى ومن المفترض أن أصبو إلى الزواج؛ علي وأنا أقوم باختياراتي في الحياة أن أستحضر دائما بأن الزواج هو أهم شيء.
    Ancak kızlarımıza evliliğe can atmalarını öğretip neden oğullarımıza da aynısını öğretmiyoruz? TED لكن لماذا علينا تربية الفتيات على التطلع إلى الزواج ولا نعلم الفتيان نفس الشيء؟
    Genelde, fakat her zaman değil, üçünün gerçekleşmesi için yedi numara olan evliliğe ihtiyacımız var. TED ‫عمومًا، ولكن ليس دائمًا،‬ ‫لحدوث الثلاثة، نحن بحاجة إلى ما يأتي ‬ ‫في المرتبة السابعة على القائمة،‬ ‫وهو الزواج.‬
    Yaşam stresi envanteri yapıldığı dönemde, uzun vadeli bir ilişki evliliğe denkti. TED ‫عندما تم إعداد قائمة إجهاد الحياة،‬ ‫وقتها كانت العلاقة طويلة الأمد‬ ‫تعادل إلى حد كبير الزواج.‬
    Eşcinsel evliliğe karşı çıkanlar evliliğin temel amacının nesli devam ettirmek olduğunu, esasen bunun teşvike, takdire ve saygıya layık ve korumaya değer olduğunu söylüyor. TED يقول معارضو الزواج من نفس الجنس أن الهدف من الزواج، في الأساس، هو الإنجاب، وذلك ما يستحق التكريم والتقدير والتشجيع.
    - Elbette. - Yok ya biz evliliğe pek inanmıyoruz. Open Subtitles نعم بالطبع فى نهاية المطاف لا نحن لا نؤمن بالزواج
    O zaman kardeşlerime evliliğe inanmadığımızı mı söyleyeyim? Open Subtitles بأننا لا نؤمن بالزواج ؟ لا, نحن لا نعارض الزواج
    Şey, Susan, bunu söylemek inan beni de üzüyor ama ben evliliğe uygun biri değilim. Open Subtitles يؤلمني ان يصل الامر الى هذا لكنني لا اصلح للزواج
    Henüz evliliğe hazır değilim... ama bir göçmenle birlikte yaşayabilirim. Open Subtitles انا لست مستعدة للزواج بعد ولكني سأحب أن أعيش مع مهاجر
    Ama ben henüz evliliğe hazır değilim. Henüz değil. Open Subtitles لكن بكل بساطة أنا غير مستعدة للزواج ليس الآن
    Eğer bu karardan geri dönersek gey evliliğe bir adım daha yaklaşmış oluruz peki o zaman ben ailemin suratına nasıl bakarım? Open Subtitles إن منحناها هذا إن وضعنا هذا ستكون الولاية على بعد خطوة من زواج المثليين وإن فعلت هذا كيف سأتمكن من مواجهة عائلتي؟
    Anno, eşcinsel evliliğe karşı, veya eskiden karşı olan, eski bir polis ve Anne, başka bir kadınla birlikte yaşayan bir mühendis. TED وهو شرطيٌّ سابق وضد، أو كان ضد، زواج المثليين، وآني، وهي مهندسة تعيش في شراكةٍ منزليةٍ مع امرأة أخرى.
    Esir kampındaki iki yıl, dört yıllık evliliğe aşağı yukarı eşit sayılır. Open Subtitles تلك السنتانِ في معسكرِ السجنِ تقريباً مساوية لأربع سَنَواتِ مِنْ الزواجِ.
    Chris Anderson: Flütten golf sahasına ve eşcinsel evliliğe. Dahice bir bağlantı kurdun. TED كريس أندرسون: من المزامير إلى ملاعب الغولف لزواج نفس الجنس. كان ذلك ربط عبقري.
    Napoli Kralı, önceki evlilikten yeni evliliğe bir yük getirilemeyeceğini düşünüyor. Open Subtitles يشعر ملك نابولي بأنه لا يستطيع أن يقوم بزواج محمّلة للنهاية
    NCIS'in sorgu odasına getirilmek evliliğe başlamak için iyi bir yol değil. Open Subtitles أن أحضر إلى مركز التحقيقات لأجل الإستجواب ليست أفضل طريقة لبدء زيجة
    Christian Rock* müziği sanatçısı ve o da kendini evliliğe saklıyor. Open Subtitles ،لقد كان مغني روك مسيحي .وإنهُ يحفظ عذريتهُ للزواجِ أيضًا
    Senin bebeklere, evliliğe ve her şeye takıntın var ki bunlar da seni bebeklerle ve evlilikle ilişkili kılar. Open Subtitles انت مهووسة بالاطفال والزواج وكل شيء يتعلق بالاطفال والزواج

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد