Kocam fıkranın sonu iki kere tekrarlamaktan hoşlanırdı. | Open Subtitles | لقد كان زوجى يحب دائماً أن يردد الجزء اللاذع من النكتة |
1943 kışında, çevirmenlerimizden, fıkraya dayanıklı koşullarda altında fıkranın Alman sürümünü üretmelerini istedik. | Open Subtitles | ...طيلة شتاء عام 1943 كان لدينا مترجمين يعملون ...تحت ظروف قاسية بمحاولة صنع نسخة المانية من هذه النكتة |
Nedense içimde, bu fıkranın sonunda yalnızca birisi geri dönecekmiş gibi bir his var. | Open Subtitles | "لمَ يخالجني شعور بأنّ هذه النكتة تنتهي بعودة أحدهما فقط؟" |
MP. Sabahki fıkranın cevabını söylemeyi unuttum. | Open Subtitles | نسينا أن نكمل تلك النكتة صباحا |
fıkranın ölümcül olduğu aşikârdı. | Open Subtitles | من الواضح بأن النكتة مميتة |
Salisbury Ovasındaki testler açıkça gösteriyor ki fıkranın 45 metreye kadar tahrip edici etkisi var. | Open Subtitles | الأختبارات في سهل (سالزبري) تؤكد بأن فعالية النكتة المميتة تصل الى 50 ياردة |
O fıkranın başını da duymak isterdim. | Open Subtitles | سأضطر لأسمع بداية هذه النكتة |
Üzgünüm, fıkranın tamamını hatırlamıyorum. | Open Subtitles | آسف، لا أتذكر بقية النكتة |