Tepende beyaz, köpüklü su. Hafif hafif sallanan fırçalar. | Open Subtitles | الماء و الرغوى البيضاء فوقك و الفرش بجانبك |
fırçalar yenilenmeli Kevin bunu söyleyip duruyorum. | Open Subtitles | الفرش يجب أن تستبدل، يا (كيفن) كنتُ أخبرك بذلك |
Auschwitz'te biriken binlerce gözlük yine Auschwitz'teki tarak ve fırçalar. | Open Subtitles | الآلاف من النظارات المتراكمة في (أوشفيتز) الفرش والأمشاط الموجودة في(أوشفيتز) أيضا |
fırçalar eskiyince kıl döker. | Open Subtitles | عندما فرش تَشِيخُ، يُريقونَ الشعراتَ. |
fırçalar ve parlatıcılar masamda. | Open Subtitles | ثمة فرش ومُلمع بمكتبي |
- fırçalar nerede? | Open Subtitles | - و ماذا عن الفرش ؟ |
fırçalar. | Open Subtitles | الفرش |