| Diş fırçasını kullanmanın ve çöpü atmamanın ötesinde bir şeyler olduğu kesin. | Open Subtitles | يبدو أنه يتعدى كونك استخدمت فرشاة أسنانها و أنك لا تخرج القمامة |
| Ben sadece dinlenmek istedim orada, yatağa yatıp uyumak saç fırçasını kullanmak. | Open Subtitles | فقط اردت ان ارتاح هناك لأنام على السرير ان استخدم فرشاة الشعر |
| Bir iğneyi, yattığınız kişi bile olsa biriyle bir diş fırçasını paylaşmak istediğinizden daha fazla paylaşmak istemezsiniz. | TED | فأنت لا تريد ان تتشارك ابرة ملوثة كما انك لا تريد ان تتشارك فرشاة اسنانك حتى ولو مع الشخص الذي تشاطره السرير |
| Biliyor musun, uyurken burnundan ıslık gibi bir ses çıkartıyor, ve içimden diş fırçasını alıp burnundan içeriye kafatasına kadar sokmak geliyor. | Open Subtitles | أو، هل تعلم، عندما تنام تصدر شخيراً عالياً وأريد أن أكبس فرشاة الأسنان في أنفها حتى يخرج من دماغها |
| Sadece bir kere kırmızı diş fırçasını lavaboyu açmak için kullandım. | Open Subtitles | لأنني استخدمت الفرشاة الحمراء لفتح البالوعة |
| O diş fırçasını niye hep yanında taşıyorsun? | Open Subtitles | لماذا دوماً تحمل فرشاة الإنسان في جميع الأنحاء؟ |
| Oradaki ilk gecesinde diş fırçasını isteyen bir mahkum tarafından bıçaklanarak öldürüldü. | Open Subtitles | وفي ليلته الأولى هناك، طعنه أحد النزلاء حتى الموت لانه كان يريد فرشاة أسنانه |
| Banyondaki fazladan diş fırçasını gördüm de ondan soruyorum | Open Subtitles | سألت فقط لأنني لاحظت فرشاة الأسنان الإضافية في الحمّام |
| Bir adamla diş fırçasını paylaştığında, bıyığının tadını da öğreniyorsun. | Open Subtitles | تشارك في فرشاة الأسنان مع رجل لمدة طويلة وستتعلم طعم شاربه |
| Muhtemelen diş fırçasını yutmuştur. İkisi anlaşır mıydı? | Open Subtitles | ربما ابتلع فرشاة اسنانه. هؤلاء الأثنان كانا زملاء. |
| Sabah ayrıldığında diş fırçasını da götürdü. | Open Subtitles | .. أخذت فرشاة أسنانها عندما غادرت في الصباح |
| Diş fırçasını kullanmaya ve arkasından iş çevirmeye bir son ver artık. | Open Subtitles | فقط توقف عن استعمال فرشاة أسنانها و عن اللعب |
| Diş fırçasını açıklıyor ama neden birlikte yattığımızı açıklamıyor. | Open Subtitles | هذا يُفسر فرشاة الأسنان لكن ليس كيف إنتهى بنا الأمر معاُ في الفراش |
| Bana belli gelen tek şey ikinizde aynı oda da yaşayıp aynı diş fırçasını kullandığınızdı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي كان واضحآ لي أن كليكما تعيشان في نفس الغرفة وتستعملان نفس فرشاة الاسنان |
| Benim elektrikli diş fırçasını bile kullanmaya iznim yok. | Open Subtitles | امم,انا ليس حتى مسموح لي استخدم فرشاة الاسنان الكهربائيه. لماذا انت قلق؟ |
| Annie'nin şifonyerindeki saç fırçasını kullanabilirsiniz. | Open Subtitles | هناك فرشاة شعر في غرفتها. يمكنك استخدامها. |
| - Ne? Sanırım söylemek istediği, ...eski tuvalet fırçasını yerine asmayı hiç düşündün mü? | Open Subtitles | أعتقد أنّه ما يحاول قوله هو، هل فكّرت في وضع فرشاة المرحاض جانباً؟ |
| Söylemem gerek, kendi diş fırçasını getiren kızları severim. | Open Subtitles | علىّ ان اقول ,تعجبنى الفتاة التى تجلب معها فرشاة الاسنان خاصتها |
| Bu pembe diş fırçasını banyomda sen mi bıraktın? | Open Subtitles | هل تركتِ هذه الفرشاة الأسنان الوردية في حمامي؟ |
| Yani sekiz sene boyunca üçünüz de aynı diş fırçasını mı kullandınız diyorsunuz yani? | Open Subtitles | أتقول أن لمدة 8 سنوات ثلاثتكم تتشاركون بفرشاة أسنان واحدة؟ |
| Diş fırçasını bırakıp ellerini başının üzerine koy. | Open Subtitles | اسقطي فرشاه الاسنان ارضا وضعي يديك على رأسك |
| Ben Koreli herifin birinin diş fırçasını aldım ve onunla sikimi kaşıdım. | Open Subtitles | أخذت فرشة اسنان رجل كوري وفركت بها جميع أنحاء قضيبي |