Eğer fırının içerisindeki sayı 0 ise ebeveyni buldun demektir. | TED | إذا كان الرقم بداخل الفرن هو صفر، عندها وجدت الأب. |
Hazinelerini bir fırının ortasında topladılar ve onları eritmek için üstüne ateşi üflediler. | Open Subtitles | و قاموا بتجميع كنوزهم فى وسط الفرن و نفخوا النيران فيه ليذيبوا الذهب |
Hazinelerini bir fırının ortasında topladılar ve onları eritmek için üstüne ateşi üflediler. | Open Subtitles | و قاموا بتجميع كنوزهم فى وسط الفرن و نفخوا النيران فيه ليذيبوا الذهب |
Neden fırının altındaki Vietnamlı mültecileri düşünmüyor sun? | Open Subtitles | لما لا تشاهد اللاجئين الفيتناميين الذين يعملوا في المخبز ؟ |
Kendi evimde bana yer kalmadı. fırının içine kıvrılmak isteseydim başka tabii. | Open Subtitles | لا متسع لي في منزلي، ما لم أرغب بالتكوّر داخل فرن تحميص |
Örneğin, bu hızlı sinyaller sayesinde elinizi sıcak fırının üzerinden çekersiniz. | TED | لذلك، يتم تنشيط المسارات الحركية لكي ترفع يدك من الموقد الساخن، على سبيل المثال |
fırının ordan geçiyordum ve bu güzel kekikin ocaktan yeni çıktığını gördüm. | Open Subtitles | كنت في المخبزة ، حيث خرجت هذه الكعكة الطاجزة لتوها من الفرن |
Tören Pazartesi günü, ardından doğruca fırının içine girecek. | Open Subtitles | يوم الاثنين إنها سوف تذهب أولاً إلى المعبد، ثم مباشرةً الى الفرن |
Bu sütü 6 haftadır fırının yanında saklıyordum. Enayi herif! | Open Subtitles | كنت أحتفظ بهذا الحليب جانب الفرن لمدة 6 أسابيع ، مغفل |
Babana bir iyilik yap ve fırının üstünde beni bekle, tamam mı? | Open Subtitles | الآن، هل لي معروفا وترك الفرن لمدة الأب، هل؟ |
Bu fırının bir rostoyu pişirmesi sadece beş saat sürüyor. | Open Subtitles | هذا الفرن يحتاج خمس ساعات فقط لإكتمال الشواء |
Kendini öldürmek için, fırının içinde olmalısın. | Open Subtitles | للنجاح في قتل شيء بنفسه فيجب أن يكون وحده في الفرن |
Kendini öldürmek için, fırının içinde olmalısın. | Open Subtitles | للنجاح في قتل شيء بنفسه فيجب أن يكون وحده في الفرن |
Buradayız fırının Dışında Sıcakta | Open Subtitles | ها نحن الآن , ساخناً , خرج تواً من الفرن |
fırının sıcaklığı en yüksekte ve yaklaşık 55 kg. ise... | Open Subtitles | ،منذ أن تم تعيين مؤقت الفرن كحد أقصى وكانت حوالي 110 باوند |
Eğer yardım istersen, eskiden bir fırının teslimat işini yönetirdim. | Open Subtitles | إن احتجت لأي شيء، فأنا الحمّال في المخبز. |
Fırından geliyorum ve fırının tüm camları paramparça olmuş. | Open Subtitles | لقد كنت أقود عبر المخبز وقد كان الزجاج كله محطماً خارج المخبز. |
Cam parçalarını alıp dönen fırının içinde eritmek. | TED | خذ قطع من الزجاج ثم قم بإذابتها فى فرن دائر بنفسه. |
Hadi, başlayın! Tüm gün boyunca fırının kölesi oldum. | Open Subtitles | هيا, تناولوا الطعام لقد كنت أكدح طوال اليوم أمام الموقد القذر |
O da koyduğumun New York'undaki en iyi fırının pastasından bir lokma aldığını sanır. | Open Subtitles | إلى ديفيري , الذي أعتقد بانها كانت من نيليس , أفضل مخبز في نيويورك أكل قطعة |
Geçen salı yaptığımız gibi fırının orada ellerimizle yapalım mı? | Open Subtitles | أتودّي الذهاب ونفعل أشياءً باليد بالقرب من الأفران مثل الثّلاثاء الماضي؟ |
Bizi kovalamaya devam ettiler ve sonra ilk iki fırının detaylarını anladım. | Open Subtitles | وظلوا يطاردوننا وبعدها تعرفت على معالم المكان انها أفران |
Kedi bir fırının içinde yavrulayabilir,.. | Open Subtitles | أي قطّة يُمكنُ أَنْ تَأخُذَ هريراتَ في الفرنِ |
20.000 dolarlık fırının var ve buzdolabın bomboş. | Open Subtitles | لديك موقد ثمنه عشرون الف دولار وثلاجتك فارغة |
Şu an evde olsaydım fırının dışını temizliyor olurdum. | Open Subtitles | لو كنت بالبيت الآن سأكون أقوم بتنظيف داخل الميكرويف |