Kendimi öldürecektim. Ama yapamadım. Silahı körfeze fırlattım. | Open Subtitles | كنت سأقتل نفسى حتى ولكن لم أستطع رميت المسدس في الخليج |
Onlar benim için. Geçen oyunda 225 metre fırlattım. | Open Subtitles | في المباراة الأخيرة, رميت على بعد 246 ياردة |
Çöp odasındayken ona topunu fırlattım o da duvardaki düğmeye çarptı. | Open Subtitles | أنا ألقيت له الكرة في غرفة البضائع وهو من ضغط الزر |
Usturayı alıp, uzağa fırlattım. Ama kıl payı kurtulduk. | Open Subtitles | لقد أمسكت به و ألقيت به بعيداً لكن كان هذا نداء قريب |
O açgözlü cadının onu istediğini biliyordum, o yüzden bataklığa fırlattım. | Open Subtitles | عرفت بأن الوحش يريده لذلك رميته في المستنقع |
Sen o kadar zaman harcayıp emek dökmüşken ben kalkıp arabanın camından fırlattım. | Open Subtitles | أعني,لقد خصصت كل ذلك الجهد و الوقت لها و انا رميتها من نافذة السيارة |
ve çantayı okulun havuzuna fırlattım. | Open Subtitles | وأنا رَميتُ الحقيبةَ إلى بركةِ المدرسةَ. |
Bana işkence yapmak için geldiğinde kimyasal maddeleri adamın yüzüne fırlattım. | Open Subtitles | وعندما دخل الحارس لتعذيبي رميت بالمواد الكيميائية على وجهه |
Yüzüğünü ona fırlattım, o da beni duvara yapıştırıp, ellerini boynuma götürdü. | Open Subtitles | لذا رميت خاتمه بوجههِ، و صدمني بالحائط، و طوّق رقبتي بيده. |
Hortumu fırlattım, kapağı aldım, vidaları sıkmaya başladım. | Open Subtitles | لذا رميت الخرطوم وأُعيد الغطاء وأشد البراغي |
Bana doğruyu söylüyordu ve ben onun yüzüne içki fırlattım. | Open Subtitles | إذاً كان يخبرني بالحقيقة، وأنا رميت شراباً في وجهه. |
Bir taşı bizim pederin arabasının camına fırlattım ve o da küçük kardeşim yaptı sandı. | Open Subtitles | رميت حجرة على نافذة سيارة أبي و اعتقد بأن أخي الصغير قد فعلها |
Topu fırlattım, bütün saha boyunca. | Open Subtitles | و كذلك أيضا كما تعرفين ألقيت عليه شئ وهمى خدعته تماما |
Yol üzerindeyken silahımı Royal nehrine fırlattım. | Open Subtitles | و فى الطريق توقفت و ألقيت مسدسى فى نهر رويال |
Bir adamla konuşuyordum çantamı koltuğa fırlattım. | Open Subtitles | كنت أتحدث مع ذلك الرجل وبالصدفة ألقيت حقيبتي على الأريكة. |
Kanal, bana haftalık elli bin teklif ettiğinde havyarımı suratlarına fırlattım. | Open Subtitles | عندما عرضت علي المحطة خمسين ألف دولار في الأسبوع ألقيت بالكافيار على وجوههم |
Onu yerden almaya çalıştım ama ardından sinirlendim çünkü kanı elime bulaşmıştı ben de onu duvara fırlattım ve böylece öldü. | Open Subtitles | حاولت إلتقاطه .. لكنني غضبت لأن القليل منه وقع على إبهامي لذا رميته في الجدار هنالك حيث توفي |
Gösterimden sonra kızgınlıkla birden dışarı fırlattım. | Open Subtitles | لقد رميته من النافذة أثناء نوبة هيسي بعد العرض |
fırlat, fırlat diye bağırdı ve tanrının verdiği tüm güçle zıpkınımı canavara fırlattım. | Open Subtitles | " لقد صرخ فى " أرميها وبكل القوه التى بداخل قلبى رميتها على الوحش |
O ucuz ötesi Rolex'i anneme fırlattım ve bana bir Patek almasını yoksa Noel için İspanya'ya gideceğimi söyledim. | Open Subtitles | رَميتُ ذلك الحمارِ الرخيصِ رولكس في الأمّوأخبرتْهاللحُصُولعلي باتيك. أَو أنا كُنْتُ ذاهِباً إلى إسبانيالعيدالميلادِ. |
Bana yulaf lapasını fırlattın. Ve ben de biraz sana fırlattım. | Open Subtitles | لقد رميت علي القليل من العصيدة عند تناول الفطور, ورميت أنا رداً عليك |
Gerildim ve bir taşı atabildiğim kadar uzağa fırlattım sonra birden kendimi gölün içinde buldum, nefes alamıyordum. | Open Subtitles | وصلتُ هناكَ ورميتُ واحدةً بأقصى مايمكنني وعندها فجأة ، كنتُ تحت الماء ولم اكن اتنفس |
,Şişeyi kaptım ve şu büyük İrlandalı piçe fırlattım. | Open Subtitles | أخذتُ تلك الزجاجة ورميتها بوسط تجمُع هؤلاء الحمقى |
{C:$CBB6C4}Başka kimsenin sahip olamayacağı bir rüyam vardı... {C:$CBB6C4}Ve ihtiyacım olmayan her şeyi bir kenara fırlattım. | Open Subtitles | حظيت بأحلام لا يمكن لغيري أن يحلم بها |