İsminiz geçince, sizinle çalışma fırsatına balıklama atladım. | Open Subtitles | لقد تحمست حين ذكر اسمك لفرصة العمل معك فأنا معجب كبير بك |
Hayat boyu sürecek bir yatırım fırsatına hazır mısınız? | Open Subtitles | أولاً: هل أنتم مستعدون لفرصة العمر الإستثمارية؟ |
Ondan kurtulma fırsatına hevesle atlamamana şaşıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك لا تسرع لفرصة التخلص منه لأنني لا أصدق |
Ama benim bu resimden anlamak istediğim koruma için küresel bir adım atma fırsatına sahip olduğumuzdur. | TED | ولكن ما أريده من هذه الصورة هو أننا لا زال لدينا الفرصة لنبدأ مبادرة عالمية للحماية |
İnsanların gerçekten yapabilecekleri her şeyle görüldüğü, potansiyellerini gerçekleştirme fırsatına sahip oldukları bir dünyada yaşayabiliriz. | TED | يمكننا أن نعيش في عالم حيث ينظر للناس حسب قدراتهم وتتاح لهم الفرصة لتحقيق إمكاناتهم الكاملة. |
Çin, çevreyi koruma konusunda öncü olma fırsatına sahip. | TED | والآن الصين لديها الفرصة لتصبح رائدة بيئية عالمية. |
Değer verdiğim birinin canını yakarak beni cezalandırma fırsatına? | Open Subtitles | فرصتك في عقابي عن طريق إيذاء شخصاً ما أهتم لأمره ؟ |
Değer verdiğim birinin canını yakarak beni cezalandırma fırsatına? | Open Subtitles | فرصتك في عقابي عن طريق إيذاء شخصاً ما أهتم لأمره ؟ |
YV: Kişisel olarak, muazzam bir heyecan ve büyük bir hayal kırıklığı görüyorum. Zira Avro Bölgesi'nde yeni bir başlangıç yapma fırsatına sahiptik. | TED | يانيس: من وجهة نظري الشخصية، كانت مثيرة للغاية، ومخيبة للآمال جدًأ. لأنه كان لدينا الفرصة لإعادة تشغيل منطقة اليورو. |
Diğer neden ise sizlersiniz, çünkü biz yapay zekânın geleceğini şekillendirme fırsatına sahibiz. | TED | والسبب الآخر هو أنتم جميعًا، لأننا نملك الفرصة لتشكيل مستقبل الذكاء الاصطناعي. |
ve her birimiz de duruşumuzu değiştirme fırsatına sahibiz, hem kendi hem de etrafımızdakilerin duruşunu. | TED | كل فرد منّا لديه الفرصة لتغيير مواقفه ومواقف الناس من حوله. |
Hangi suçun nerede işlendiğini görebilirsiniz ve polis gücünü sorgulama fırsatına sahipsiniz. | TED | يمكنك أن ترى ما هي الجريمة التي ارتكبت وأين ولديكم الفرصة لتحميل القوة الشرطية المسؤولية |
Ve bugün bu yolculuğu sizinle paylaşma fırsatına kavuştuğum için minnetarım. | TED | و أنا ممتن لإتاحة الفرصة لأشارك معكم هذه الرحلة اليوم. |