Senden bunu bir fırsat gibi görmeni istiyorum. | Open Subtitles | لذلك أنا أطلب منك النظر إلى هذا الأمر كفرصة |
Buna yerel yöntemlerin uygulandığı yapım tarzı, "lo-fab"diyoruz ve dört ana kısmı var: Yerelleri işe al, bölgesel kaynakları tedarik et, mümkün olan yerde eğit ve en önemlisi, her tasarım kararını saygınlığa hizmet eden bir fırsat gibi düşün. | TED | ونسمَّي تلك الطريقة بالطريقة المحلية الإبداعية للبناء، أو "لو-فاب" وتتكون من أربع نقاط: وظف محليّاً اجعل مصادرك من منطقتك درَّب أينما تستطيع والأهم من ذلك كله فكر بكل قرار يتعلق بالتصميم كفرصة لاستثمار هويّة الأماكن التي ساعدت في بنائها |
Harika bir fırsat gibi görünüyor. | Open Subtitles | انها تبدو كفرصة رائعة |
Bana ise, sanki hayatta bir kez karşılaşabileceğin bir fırsat gibi geliyor. | Open Subtitles | ، بالنسبة لإذنيّ .. فإنّها تبدو . فرصة العمر |
Kacırmak icin fazla iyi bir fırsat gibi duruyor. | Open Subtitles | تبدو فرصة عظيمة ولا يجب أن تفوّت |
- İyi bir fırsat gibi. | Open Subtitles | تبدو كفرصة عظيمة |
Gösteriş yapmak için fırsat gibi göründü. | Open Subtitles | وبدت كفرصة للتفاخر بالامر |
Süper bir fırsat gibi duruyor. | Open Subtitles | تبدو فرصة رائعة |