Daha önce böyle değildi tam tersine deniz feneri bakıcılarına fırtınalarda yardım ederdi. | Open Subtitles | لم يسبق له الخوض في هذه الأمور من قبل على العكس تماماً تحدّي العواصف كما ساعد مراقبوا الفنار |
Ve bariyerler olmasa, fırtınalarda şehri sel basardı. | Open Subtitles | وبدون الحواجز ستُغرق العواصف الضخمة المدينة |
Korkunç fırtınalarda yatağında uyumam için ısrar eder onu korumam için Ve tenis toplarını atmaya bayılır. | Open Subtitles | أثناء العواصف الرعديةِ المخيفةِ، تَصرُّ بأنّني اكون بالسريرِ مَعها... لحمايتِها. و تهوى رمايه كرة التنسِ. |
Kutsal ağacın atlattığı daha kötü fırtınalarda var.. | Open Subtitles | الشجرة المقدّسة قاومت العديد من العواصف |
Büyük fırtınalarda seni izleyeceğim. | Open Subtitles | سأتبعك خلال العواصف الشديدة |
fırtınalarda sığınak olarak Aziz Jack Kilisesi kullanılır. | Open Subtitles | كنيسة (سانت جاك) هي ملجأ العواصف الرسمي. |