ويكيبيديا

    "fısıldıyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يهمس
        
    • تهمس
        
    • همس
        
    • ويهمس
        
    • يهمسون
        
    • يتهامس
        
    • همسهُ
        
    • بهَمْس
        
    Sanki adam yanınızda oturmuş, kulağınıza kim bilir neler fısıldıyor. TED كأن الرجل يجلس بجوارك يهمس ايّا ما كان في أذنك.
    Bazen birisi yanlış yolda olduğumu kalbime fısıldıyor Open Subtitles والآن أشعر وكأن هناك أحداً يهمس في قلبي قائلاً انني لن أستطيع أن أستمر كما أنا
    Uykumda hep orada, fısıldıyor, gülüyor bana onun kadar kötü olduğunu söylüyor, her ikimizin de aynı olduğunu. Open Subtitles هو هناك عندما انام يهمس يضحك يخبرنى اننى سئ مثله اننا نفس الشخص
    Kulağına fısıldıyor alevlerde gördüklerini anlatıyor ve diri diri insan yakıyormuş. Open Subtitles تهمس في أذنه تخبره ما الذي تراه في لهب النيران و حرق الرجال أحياء.
    Ağaçların arasından fısıldıyor rüzgar Sarıyor etrafımızı yıldızlar Open Subtitles تهمس الرياح من خلال الأشجار والنجوم البعيدة تحيط بنا
    Savaşı protesto etmek amacıyla kendini yakan ilk keşiş fısıldıyor: Open Subtitles أول راهب يحرق نفسه إحتجاجاً على الحرب يهمس
    Ama içinizde derinlerde bir ses fısıldıyor: Open Subtitles لكن هناك صوت في مكان ما داخل أعماقك يهمس
    Elimi kontrol ediyor, sana geliyor, çaktırmamaya çalışarak... kulağına fısıldıyor... Open Subtitles يتحقق من يدي يمشي صوبك بأناقة كما يستطيع يهمس في أذنك...
    Bana binlerce sesle fısıldıyor... ama duyması çok zor. Open Subtitles يهمس لي في ألف صوت... لكنّهم صعاب جدا للسمع.
    Yakınlarda bir sokakta, bir adam seni seviyorum diye fısıldıyor... Open Subtitles ثمّة رجل يهمس بشارع على مقربة قائلاً: "أحبّكِ"
    Kulağıma bir şeyler fısıldıyor. Ve oracıkta ırzıma geçiyor ! Open Subtitles يهمس في أذني يغتصبني هنا تماما
    Seslerden biri etrafta bir şeyler fısıldıyor karanlıktan izliyor. Open Subtitles صوت واحد يهمس, ويتجسس علينا من الظلام
    Bana söylediklerini fısıldıyor. Open Subtitles إنه يهمس في أذني بما أخبرتموني به
    fısıldıyor olmasa avazı çıktığı kadar bağırırdı yani. Open Subtitles كما لو كان يُريد الصراخ لو لم يكن يهمس
    Ağaçların arasından fısıldıyor rüzgar Sarıyor etrafımızı yıldızlar Open Subtitles تهمس الرياح من خلال الأشجار والنجوم البعيدة تحيط بنا
    Şimdi onun kulağına bir şeyler fısıldıyor. Peki, fısıldayan değil. Open Subtitles الآن تهمس بأذنه ببعض الأشياء إنها لا تهمس, فسمعه ليس جيداً
    İnsanlar bizden daha güçsüz olduğu için kulaklarına fısıldıyor. Open Subtitles ليونة مما نحن عليه، لذلك تهمس في آذانهم،
    Bir zamanlar görüntümden ve oluşumumdan etkilendin; doğam, onun kutupluluğu -- tatlı rüzgarlarım nasıl hafifçe fısıldıyor, fakat denizlere saldırıyor. TED فقد كنت مهووسًا بي وكيف أصبحت؛ طبيعتي وقضبيتها -- كيف تهمس رياحي العليلة بلطف، لكنها تغتصب البحار.
    Maskeyi gizliyor ve karışıklıkla ilgili bir şeyler fısıldıyor. Open Subtitles تتنكر وتتخفى ثم تهمس عن التعقيدات؟
    Erkek arkadaşın senin kulağına seni sevdiğini fısıldıyor. Seni seviyorum. Open Subtitles إنّها حينما همس حبيبكِ بأذنكِ بأنه يحبّكِ.
    Bu dünyaya erişmek istiyor. Ve gözükara birisine ulaşıp fısıldıyor. Open Subtitles يودّ ولوج هذا العالم لذا يتودد ويهمس إلى اليائسين.
    Birileri sürekli kulağına bir şeyler fısıldıyor. Benim hakkımda ne düşünmen gerektiğini söylüyor. - Maggie-- Open Subtitles أجل ، بالتأكيد ، لأن الجميع ما لبثوا يهمسون في أذنك يخبروك كيف تفكرين في
    Bir çok insan bu Meksikalılar hakkında fısıldıyor. Open Subtitles يتهامس الكثير من الناس حول أولئك المكسيكيين.
    Neden hiç durmadan gelip gönlüme fısıldıyor? Open Subtitles "ما الذي همسهُ الى قلبي؟"
    Buluşmalar ve ayrılıklar ve o duygu... sanki hayat nehir gibi akıp gidiyor ve ovanın aşk mevsimiyle kaplı olduğunu fısıldıyor. Open Subtitles يجتمع ويَفترقُ أيضاً و إحساسة... بذلك الوقتِ يَغْمرُك مثل النهر، بهَمْس كما تَتدفّقُ... ذلك الوادي مَمْلُوءُ بفصلِ مِنْ الحبِّ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد