Her yerde aşk sataşmaları ve aşk fısıltıları havaya yayılıyordu. | Open Subtitles | هنا و هناك , همسات و و نزعات الحب تملئ الهواء |
Şeytanî fısıltıları duymamak için her şeyi yaptı ama bir türlü başaramadı. | Open Subtitles | أي شيء لتجاهل همسات الشيطان، لكنه لم يشعر بالراحة |
Karşılığında sadece fısıltıları isteyeceğim. | Open Subtitles | كل ما احتاجه في المقابل هي همسات. |
Bu küçük dünya; fısıltıları varsayımları, gizemleri üretir. | Open Subtitles | إنهُ عالم صغير من الهمسات المتكاثرة الحدس, و الأسرار |
fısıltıları sadece Varys duymuyor. | Open Subtitles | فاريس ليس هو وحده من يستطيع سماع الهمسات. |
Benim duyduğum fısıltıları duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | وسمعتم هذا الهمسات التي قولتها |
Gölge denen karanlık güçlerin fısıltıları duyuluyordu. | Open Subtitles | تم سماع همسات عن تنظيم تآمري (يُطلق عليهِ (ألظل |
Tüm o sırları, rüyandaki fısıltıları. | Open Subtitles | كل تلك الأسرار, همسات الأحلام |
Uzun bakışmaları, fısıltıları, bağırmaları. | Open Subtitles | نظرات طويله,همسات,صراخات... |
...bir hayaletin fısıltıları korktuğumu bilmiyor. | Open Subtitles | ... همسات من شبح... ... |
- fısıltıları duymuşsunuz. | Open Subtitles | أنت سمعت الهمسات |
fısıltıları duyabiliyordum. | Open Subtitles | كنت أسمع هذه الهمسات |
fısıltıları duyabiliyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع سماع الهمسات |
O fısıltıları duyan sen değildin. | Open Subtitles | لم تسمع تلك الهمسات قط |
# fısıltıları dinliyorum # | Open Subtitles | "أسمع تلك الهمسات" |