Fa'ad buna kış saati partisiyle karşılık verdi. | Open Subtitles | وكان فؤاد مشهور بحفلات بمناسبة التوقيت الصيفي |
Fa'ad partiyi iptal ettiğimi öğrenirse konuk listeme çullanır, tıpkı-- | Open Subtitles | لذلك اذا عمل فؤاد ان قد لغيت حفلتي سينقض على لائحة المدعوين مثل |
Hele ki, Fa'ad da aynı gece parti verecekken. | Open Subtitles | ان فؤاد يقيم حفلته في نفس الليلة |
Fa'ad biraz korkuyla uyandı ve panik yapmaya başladı. | Open Subtitles | فؤاد أستيقظ وهو خائف قليلاً وبدأ يرتعب |
Fa'ad, beni hadım etmek için çok şey gerekir. | Open Subtitles | -آه، فؤاد يستلزم الكثير لإفقادي رجولتي .. |
Besbelli onu yapamayız. Yan komşumuz Fa'ad iken olmaz. | Open Subtitles | ليس مادام فؤاد هو جاري |
Evet, Fa'ad da "aynı gece.. | Open Subtitles | نعم ,فؤاد وجد حلاً أفضل |
Oysa, Fa'ad korkmaya başlamıştı. Votka mahzeninin dışardan kilitlendiğini farkedince. | Open Subtitles | في الواقع (فؤاد) على وشك أن يُفزع نفسه ...عندما أدرك |
Romantik bir an yaşadığını bilmemesine rağmen. Fa'ad, dinle. Sorun yok. | Open Subtitles | اسمع يا فؤاد, الوضع بخير |
Çünkü Fa'ad Alan Alda'dan öğrendiği New York kabadayısı aksanına bürünmek üzereydi. | Open Subtitles | "لأن فؤاد كان على وشك أن ينال من الرجل القوى ذو لهجة من نيويورك" -الذى دربه (ألان ألدا) على ذلك" " |
Bu Steve'in komşusu Fa'ad. | Open Subtitles | (هذا جار (ستيف), (فؤاد |
Müsaade senindir Fa'ad. | Open Subtitles | (الإذن صدر يا (فؤاد |
Fa'ad kıskançlık krizi geçirecek. | Open Subtitles | فؤاد) سيشعر بنار الحسد) |