Çinli işçiler fabrikalarda sadece bizim açgözlü iPod isteklerimiz yüzünden çalışmak zorunda kalmıyorlar. | TED | العمال الصينيون لا يجبرون الى العمل في المصانع بسبب رغبتنا الجشعة لأجهزة اي بود. |
Diğer bir yandan Medya , Çindeki fabrikalarda çalışan bu durumu, yani işçiler ve ürettikleri ürünler işçilerin,ürettikleri ürünlerle aralarında olan ilişkilerini sık sık gündeme getirmektedir. | TED | التغطية الصحفية على المصانع الصينية، من ناحية أخرى، يلعب بهذه العلاقة بين العمال والمنتجات التي يقدمونها. |
Harika şey şu ki bu fabrikalarda 30 yıl boyunca verimlilik artmadı. Otuz yıl. | TED | والشيء المدهش أن الإنتاجية لم تزيد في تلك المصانع لمدة 30 عاماً. ثلاثين عاماً. |
Hazır devam ediyorken, fabrikalarda işler nasıl yürütülüyor, anlatmak istiyorum. | TED | إذاً بينما نحن مستمرين أريد ان اخبركم كيف يبدو ذلك في المصانع |
Gerçek şu ki, bu düzen beş yıl önce pazar payı tahminlerine dayanan dünyadaki rastgele fabrikalarda üretimin sistematik artışıyla başladı. | Open Subtitles | الحقيقة أن نمطاَ كهذا بدأ تقريباَ قبل 5 سنوات بزيادة إنتاج منظم في مصانع عشوائية عبر العالم استناداَ لمشاريع حصص السوق |
Ve bu şeyi basit üretim teknikleri ile bir servete mal olmayacak fabrikalarda üretebilmeliyiz. | TED | و لكي نكون قادرين على صنع هذا الشئ، نحتاج إلى استخدام تقنيات تصنيعية بسيطة و مصانع لا تكلفنا مبالغ ضخمة. |
Bazı haber kaynaklarına göre Çin'de hükûmetin yönettiği fabrikalarda verimliliklerinin ve duygu durumlarının ölçülmesi için işçilerin çalışırken EEG sensörleri takmaları gerek. | TED | ووفقًا لبعض المصادر الإخبارية، في المصانع الحكومية في الصين، يطالب العمال بارتداء أجهزة تخطيط كهرباء المخ لمتابعة إنتاجيتهم وحالتهم العاطفية في العمل. |
Otomatik fabrikalarda üretilmiş devriye makineleri. | Open Subtitles | آلات دورية بنيت في المصانع الأوتوماتيكية |
Çocuklara eğitim vermek, gelecekte fabrikalarda daha iyi bir yaşam şansı elde etmek için, | Open Subtitles | لإعطاء أطفالهم على التعليم، وفرصة لحياة أفضل في المصانع في المستقبل، |
fabrikalarda yeteri kadar zaman geçirmediğim için gereken değeri vermiyordum bu duruma ama artık veriyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنني أقدر الأمر لأنني لم أقض وقت طويل في المصانع لكنني رأيت الأمر الآن |
Biz kaygısız bir şekilde yaşayıp ucuz yemekler tıkınırken dünyadaki fakir insanlar fabrikalarda debeleniyorlar. | Open Subtitles | في حين نعيش أيامنا بدون تفكير ونتخم أنفسنا بالطعام الرخيص الناس الفقراء في أنحاء العالم يعانون في اعمال المصانع |
Bu fabrikalarda kullanılır çok kritik altyapılarda kullanılır. | Open Subtitles | عادة ما تستخدم في المصانع تستخدم في البنية الأساسية الحيوية |
İnternette okumuştum, fabrikalarda kesilen tavukların tadı çok güzel olmuyormuş çünkü vücutları adrenalin salgılıyormuş. | Open Subtitles | قرأت على الانترنت أن الدجاج الذي يُذبَح في المصانع لا يكون لذيذًا لأن أجسادهم تفرز كمية كبيرة من الأدرينالين. |
Denizaşırı ülkelerdeki fabrikalarda bu pisliği yapmak için çalışan çocuklar. | Open Subtitles | الاطفال الذين يعملون في المصانع ماوراء البحار ليصنعو لنا هذه الحماقات |
Ama domuzlarıma verdiğim çoğu gıdanın aslında insan tüketimi için uygun olduğunu ve sadece olayın görünen kısmını tırmaladığımı farkettim; gıda tedarik sürecinde daha yükseğe çıktıkça, süpermarketlerde, manavlarda, fırınlarda, evlerimizde, fabrikalarda ve çiftliklerde, çok fazla gıda ziyan ediyorduk | TED | لكني لاحظت أن معظم الطعام الذي أطعمه لخنازيري كان للاستهلاك البشري في الواقع، وأنني كنت أتعامل مع المشكلة بسطحية، وهذا ما تفعله سلسلة الإمدادات الغذائية، في الأسواق المركزية، ومحلات الخضار، والمخابز، وفي بيوتنا، في المصانع والمزارع، كنا نبدد الطعام. |
Gerçek şu ki kullandığımız geleneksel siyah mürekkeplerin çoğu fabrikalarda fosil yakıtları yakarak üretilmektedir. | TED | الآن، الحقيقة هي أن معظم الحبر الأسود الذي نستخدمه تقليديًا تم إنتاجه تقليديًا عن طريق الحرق التقليدي للوقود الأحفوري في المصانع. |
Camembert peyniri binlerce kişi tarafından dev fabrikalarda... yoğun olarak üretilmektedir. | Open Subtitles | يتم إنتاج الجبن كاممبير أيضا على نطاق واسع... ... مصبوب بالآلاف في المصانع العملاقة. |
Kullanılmayan fabrikalarda prova yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتمرن دائماً في المصانع المهجورة |
Üstelik, kapaklar ise başka fabrikalarda farklı bir plastikten üretiliyor, polipropilenden. | TED | كما آن الأغطية تنتج في مصانع مختلفة من نوع آخر من البلاستيك، البولي بروبيلين |
Belki fabrikalarda çalıştırıyorlar onları, kömür madenlerinde boşa beslemiyorlardır yani, çalıştırıyorlardır... | Open Subtitles | ربما يعملون في مصانع أو مناجم الفحم. على أي حال، فإنهم لن يأكلون من دون عمل. |